kötülüğün seremonisi
Alim, cahil bilir kendini,
Cahilde alim sanır.
Çok konuşan az susar,
Çok susan az konuşur.
Küle Dönen Rüzgâr
Sen gidince,
düşlerim soldu.
Sen güldüğünde, hepsini yanık bıraktım,
Sen ağladığında, gözyaşlarınla söküp attım.
Kül İçinde yanmak
İçimde bir yangın var, üstü küllerle örtülü,
Her esen rüzgârla yeniden uyanır.
Ellerim titriyor kalbimin üstünde,
Soluğum dudaklarımı yakıyor.
Kum ve Fırtına
Ne çağlar yaşadı bu yürek,
Gözleri, bir mağaranın zifirinde kayboldu.
Adım adım çamur, kızıl ufuklarda
Lucia
Gözbebeklerime konan ilk ve son kelebek,
Yeryüzünde ışığa renk veren güzelliğinle gözlerime,
Akan gözyaşımla baharı serdin,
Sevinç ve hasreti sardın kalbime.
Masal diyen olmadı
Siyah bir dal —
kuru bir çırpıda asılı hayal...
Ne hüzün bitti gönlümde,
ne kahır.
Masumiyet ve aşk
Yorgun gönlümde bir bahar doğuyor,
Kuşlarla birlikte uçuyor içimin şarkısı.
Yer gök gözümde tomurcuk gibi,
Gökkuşağının halkasında dönüyorum.
Mavi Güneşim
Ellerinde güneş var
Bir sabah aydınlat yüzümü
Sevda bahçesinde
Zemheri ayazında kalmış saçlarım
MELEZ GÜLÜŞ
Melez bir gülüştü yanakta,
Bir sahte tebessüm —
Bir garip boşluk var gözlerimde,
Umut, kurumuş bir ağaç:
Ne İdim, Ne Oldum
Kutsal topraktan geldim, taş oldum.
Ateşin kucağında eridim, balçık oldum.
Sazda bir tel idim, mızrapla titredim...
Bir bahar gülüşüyken,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!