Sehpada Can
Ötme garip bülbül, ötme,
Sevdanın gölgesini bırakma.
Ağlasan da figân etme,
Kalbimde aşkın ötesi yok.
Sensizliğin Rengi
Gözlerime bir renk akar gülüşünden,
Camda kıvılcım gibi parlayan ışık hüzmeleri.
Yalnızlığın kokusuysa derin —
Bir eski kitabın sayfasında saklı.
Sessiz Gidişin
Sen gideli her şey değişti,
sen gideli zaman sustu.
Odamdaki çiçek kurudu,
çatıdaki cam kirlendi,
Sessiz Tanık
Her yanım… yağmur.
Uçuşan süpürgeler.
Tren vagonunda… dizilmiş dertler.
Bir… iki… üç…
Sessiz Avuçlar
Gökyüzünde asılı bir yıldız var, o sen misin?
Başım seraplarla sarılı, yüreğim paramparça.
Kalbimin üstüne inen keskin bir acı — sen misin?
Üzgün bir peri ağlıyor ruhumda;
Sessiz Şafak
Yıkılsa da gurur, çaresizlikten;
Gözde fer siyah kalsa da,
Sokaklar beyaz ve karanlık;
Rüzgar avare dolaşsa da,
Sevdim
Bir hiçken, bir can yaşadı bende,
Yazmalı bir ananın memesinden emek dolu sütü içtim,
Nasır tutmuş ellerin, terle ağırlaşan yükünü yüreğimde taşıdım.
Ellerimde kelepçenin
duvara yansıyan izleri...
Gözlerim —
barut kokusunda yanan bir alev gibi.
Zihnimde tuhaf bir canlılık,
belki de bir ölüm belirtisi.
Son Dokunuş
Son dokunuştu yıldız, düşen saçlarına yüreğimle,
Son kez öptüm gözlerinden, dokunmadan.
Ellerini göğsüme sardım, kuş gibi çırpınırken yüreğimde,
Güneş son kez doğmuştu,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!