Son Dokunuş
Son dokunuştu yıldız, düşen saçlarına yüreğimle,
Son kez öptüm gözlerinden, dokunmadan.
Ellerini göğsüme sardım, kuş gibi çırpınırken yüreğimde,
Güneş son kez doğmuştu,
Son Nefes Sen
Bu akşam sahile gideceğim,
kumlarda seni bekleyeceğim.
Her dalgaya fısıldayacağım adını,
suların hafızasına kazıyacağım yüzünü.
Son Söz
Söz eksik kaldı,
Gözlerine tutunan nefesim,
Saçlarında asılı ümidim.
Sonsuzluğa İki Yürek
Beyaz kelebekler dolandı
saçlarımın karasında.
Kanatların arasında
Sonsuz Yol
Güzel bir yaşamı arkada bırakıp,
çileyi kutsal bilenlere…
Her adımda bir yara,
Her durakta bir isyan
Seni Yazacağım
Yine yazacağım kelimeleri,
derin kuyulardan kurtarıp
güzel koyların sırtına yükleyeceğim.
Tanrıların Kalbinde Yanmak
Unutulmuş bir karanlığın sabahında
eski çağlardan bir ışık patlar gözlerimde,
ve bir çiçek filizlenir
kül olmuş duyguların içinde.
Tel Örgü
Yapayalnız, sessiz, kimsesiz kalmıştı boynu bükük tel örgünün dibinde bir çocuk bisikleti.
Mavi gövdesi, kırmızı tekeri, solgun duruşu...
Gece, bütün soğuğuyla üstüne düşmüş, ayaz gövdesini sarmıştı,
Bütün dünya bir kenara itilmiş, sadece o ve bisikleti kalmıştı.
Topraktan Mezara
Topraktan mezara uzanan sessiz yol,
Ardında kalanlar, unutulmuş soluklar.
Doğdum ben bu toprakta, rüzgârla yoldaş,
Her kapı kapalı, aynı eşiğe kilitli.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!