Gelinciklerin Yankısı
Dağlar bilir sessizliği,
Kayaların koynunda uyuyan zamanı,
Rüzgârın anlattığı eski destanı,
Ve yıldızların ışığına karışan suskunluğu.
Gitme
Gitme.
İçimde kal.
Duygularımda, kalbimin kıyısında,
Sana dokunan saçlarımda kal.
Gökyüzünün Kıyısında
Haykır
Ama sessizce…
Tüm tabiat duysun:
Taşlar, kuşlar, otlar…
Gölgelerin Savaşı
Küçük şeyler düşmez aklıma,
Bulutlarla okyanusun kavgasında toprak olurum ben;
Acıya yüreğimi serdim,
Beni ezen gölgelerin altında,
Gülüşün Son Baharı
Toprak kokusuyla başlar kaderin yolu,
Su gibi akar, derin ve suskun.
Ateş, rüzgârla dans eder sessizce,
Ağaçlar, kuşların ezgisiyle fısıldar.
Işığa Hasret
Güneşle selamlıyorum seni
Bir çocuk özlemiyle,
Sevgiye susamış yüreğimle,
Kader ve Ah
Sedat yaşar
Kimin ahı kaldı gülüşümde?
Gülerken, rüzgâr susar, sesim ağlardı.
Zemheri soğuğunda gözlerim çiçek açardı,
Kaktüsün Gözyaşları
Düpedüz bir aylak mıyım ben,
Sahipsiz çöllerde diken, kem gözlerde çirkin.
Ne asil lord, ne serseri bir gölge,
Sarayların uzağında, avluların sessizliğinde.
Akdeniz Gibi
Mevsim yaz, gül beyaz.
Yeni umutlar, yeni aşklar...
Her köşede ağacın gölgesi,
Yeşil bitkilerin ahengi...
Kaybolmuş Maskeler
Yıkıntılar arasında bir filiz gibiyim,
Kırık umutların içinden yükselen bir nefes.
Bir kayıkçı boş dönüyor sessizce,
Akşamın koynunda aç bir kedi.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!