Güneşli bir gün yine İstanbul’da
Parlıyor caddeler
Fiyakalı kaldırımlar...
Kaldırımlar üzerinde çökük insanlar.
Pencere kenarlarında yoksul güvercinler
Gözyaşım bana küstü, ağlayamıyorum
Kalbim şimşek gibi çakıyor
Gözlerim de bulutlar gibi
Bir damla yaş bile düşmedi dudaklarıma
Yağıp yağıp kalbime düştü
Çünkü, gözyaşım bana küstü
Dün gece resmin vardı karşımda
Gözlerini hiç ayırmadan sabaha kadar baktı bana
Benim yüzümde yine bir kızarıklık
Utanmış olmalıydım.
Bakamadım bir kez olsun, uzunca resmine
Sabaha kadar uyumadık ikimizde
Kapıyı açın
Kim olduğum önemli değil
Birşey kaldı sizde
Almaya geldim...
Kendimi.
Kıskanırım seni herşeyden
Soluduğun havadan,
Giydiğin ayakkabıdan,
Düşüncelerinden...
Alıp verdiğin nefesinden.
O kadar çok seviyorum ki;
Ne mümkün anlatmak
Uçar gibiyim her gün
Kendim değilim sanki
Öyle mutluyum ki...
Söz bulamıyorum.
Öpücüklerini kutuya koydum
Bakışların odamda dolanıyor
Geceler saatimin akrebinde...
Gündüzlerin yelkovanında
Bir sağa bir sola
Zorlana zorlana uyumaya çalışıyor.
İlk defa ıslanmadan
İçindeyim bir maviliğin
Ne balıklar var, ne dalgalar
Öylesine durgun ki;
Anlatamam.
Gariptir ama yine ayrılık üzerine
Kurduğum bütün cümlelerim
Zor geliyor söylemesi
Dudağa değince azalıyor
Gönül inlemesi.
Bir dakika dur
Yaklaş yanıma
Tamam, uzaklaşabilirsin
Gözlerinden düşenlere baktım
Yaş zannettim önce
Değilmiş, benmişim




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!