Bir gitar sesi bu
Hırçın galiba bu akşam
Telleri koptu kopacak
Düşünmeden haykırıyor
Belki intihar edecek
Tellerindeki son şarkıyı
Birgün Sarayburnun’da kendimden geçtim
Şöyle bir daldım İstanbul’a doğru
Boğazdan zıplayan bir vapur geçiyordu
Dalgalar üstüste binmiş eşlik ediyordu
Köprüleri kaçmış...
Balıkları uyumuştu boğazın
Suskun akşamlarda başlayan
Sessizliği bir anda bitiren
Besteleyemediğim bir şarkı
Dudağıma düşen gözyaşımsın.
Gözlerinden kendimi alamadığım
Attım seni denize
Bir kibrittin işte!
Üstelik kutudaki son
Acımadım, attım
Hiç pişman değilim...
Ben de atladım.
Gün gün gölgeler düşmüş saçlarına
Uçuşur rüzgarlar susmuş akşamında
Geceler gelip konmuş odama
Yaşıyorum gölgeler düşmüş saçlarında
Ellerin uzak, değmemiş toprağıma
Halaskargazi koca bir cadde
Yağmur yağınca koca bir nehir oluyor
Trafiği bitmez, karanlık kolayca çökmez
Bir bana gelince nedense
Cebime sığacak kadar küçük oluyor.
Ayakkabılarım sökük, yırtılmış
Parmaklarımın arasında...
Şehrin yağmur suları
Biraz buruşmuş parmaklarım
Dondu donacak gibiyim.
Gün gelir düşersin elime
Bu yaptığını kâr sayma yanına
Bilmeden koşmuşum bu yolda
Koşarken gülmüşsün;
Çelmeler takmışsın...
Görememişim.
Neyim varsa aldı götürdü...
Şu gönlümde sakladığım
Bir daha geri dönmedi
Beyaz arabalar
Sinsice yaklaştı yanıma,
Gözlerim kapalı, doktor
Ellerini gözlerime mi koydun
Ben gökyüzüyle barışık
Yeşille yaşamak istiyorum.
Bir ağırlık ellerin gözlerime




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!