Bir gitar sesi bu
Hırçın galiba bu akşam
Telleri koptu kopacak
Düşünmeden haykırıyor
Belki intihar edecek
Tellerindeki son şarkıyı
Birgün Sarayburnun’da kendimden geçtim
Şöyle bir daldım İstanbul’a doğru
Boğazdan zıplayan bir vapur geçiyordu
Dalgalar üstüste binmiş eşlik ediyordu
Köprüleri kaçmış...
Balıkları uyumuştu boğazın
Hiç göremediğim bir düş olmalısın
Beklenip de hiç gelmeyen
Satırlarımdaki bir hayat olmalısın
Okundukça can veren
Susadıkça içime akan, su olmalısın
Ellerimle tuttuğum umudum
Attım seni denize
Bir kibrittin işte!
Üstelik kutudaki son
Acımadım, attım
Hiç pişman değilim...
Ben de atladım.
Halaskargazi koca bir cadde
Yağmur yağınca koca bir nehir oluyor
Trafiği bitmez, karanlık kolayca çökmez
Bir bana gelince nedense
Cebime sığacak kadar küçük oluyor.
Ayakkabılarım sökük, yırtılmış
Parmaklarımın arasında...
Şehrin yağmur suları
Biraz buruşmuş parmaklarım
Dondu donacak gibiyim.
Gün gelir düşersin elime
Bu yaptığını kâr sayma yanına
Bilmeden koşmuşum bu yolda
Koşarken gülmüşsün;
Çelmeler takmışsın...
Görememişim.
Neyim varsa aldı götürdü...
Şu gönlümde sakladığım
Bir daha geri dönmedi
Beyaz arabalar
Sinsice yaklaştı yanıma,
Gözlerim kapalı, doktor
Ellerini gözlerime mi koydun
Ben gökyüzüyle barışık
Yeşille yaşamak istiyorum.
Bir ağırlık ellerin gözlerime
O sensin,
Bu sensin,
Şu sensin,
Onlar ve hepsi sensin
Hatta şunlar, bunlar...
Yani ne varsa sensin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!