“Git denenlere, dön demeyi beceremedik de ondan mı dönmüyorsun Sema?”-Sinem Ilgın Omay-
......
düştüğünden habersiz yaprak
çok çektim banka veznelerinden ve cadde boyu atm'lerden
içimden hep bir fili tuttum
fiilleri unuttum ama failleri kırk yıl hatırlı
fincan güzel kahve güzel.
siyahi banknotlar ve umutsuz boykotlar gördüm
yani bilirim ki insan bilmenin sancısıdır
Mehtap Akkoyun’a...
sen öylece duruyorsun
bir kuş unutmuş gibi kanadını
değirmenin dişleri kırıldı
çiçekler gözaltında nehirler kan
kaygılı bakışlar suluyorlar arka bahçelerimizde
ürkek ve gizli
içimiz bir taksi yalnızlığı
sesleniversek duracak
ki taksiler sarı bir hüzündür yurdumda
pencerelerden sokağa sarkan ışık
ve evlerde uyuyan eşya hüzündür
allah onu teslim aldığında
kokusunu bir fesleğene bırakıp gitti.
ilçeden bozma küçük bir anadolu kentliydi
üç gün yas tuttu tarla kuşları
üç gün börtü böceğe panayır
kimsesizliğimizin üstüne battaniye örtme kudreti biraz romantizmse
romantiktir allah.
otlarına güneş girmiş patikalar kadar ölümlüyüz
nihayetinde birkaç metre patiska beyazı istiflemek de tuhaf
yaşamak bu kadardı işte herkesin yaşadığı kadar
yeri anladığım zaman kaldırdım başımı
cümle cemaatten uzak
ayağımın altında o taşlıklar
kırlar ve unutulmayacak toprak.
kâh dışındayım kâh içinde
dudakta uçuktur tanrı
bardakta su
annede meme çocuğa
bir kömür sobasında yanmayı dileyen buz gibi bir eldir
bütün dinlerde kadim bir tapınağa açılan
biri ölünce suçlanıyorum –neden?
kanunu diyorlar yaşamanın
keman kadar içli geliyor kulağıma
pencereyi kapıyorum
öyle çıplak öyle içiyle orantılı duruyor ki insanla
bilhassa bir şiirde geçince




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!