Çok sevdiği oyundan koparılan küçücük çocukların ağlayışları gibi
Merdivensiz bırakılan, çıkrıkları derinlerde unutulan o kör kuyulardayım
Günlerdir, aylardır, yıllardır sevdanın ve aşkın gür saçlarından tutmuştum
Bir sevdanın son şiirini yazdım sana, say ki sevmedim, say ki, sarhoştum…
Zamanın durmaksızın ördüğü unutuluş duvarını ne sen, ne de ben aşmak istemiyoruz artık. ‘Sevgi Cumhuriyetimizin ırmaklarına Karaca sürüleri’ sular içmeye çoktan inmişler. Gururun öfkeli sancılarıyla zifiri gecelerde tek kişilik satrançlara dalmışız, neylersin. Şah umarken bu kurnaz hamleden, matı çekmişiz istemeden.Hırsımızda bile mağrur, çığlığımızda bile kambur düşünüşlere kapılmışız.
Yüreğimin umut haritasında arıyordum ismini
Dönüşsüz ayrılıkların yüz ölçümlerinde kayıptın
Kanayan dünler çekiyordum inatla kör kuyulardan
Henüz kurumamış anıların pembe şehrindeydim
Hiç okunmayan mektuplar biriktiriyordun kutunda.
Sonbahar girdi göğsümden içeri
Hüznün pullarından ayrıldı zaman
Üç tohum attım toprağa, astım kederlerimi
Kirli bir ceket şimdi hüzün sırtımda
Dilimde imgelerle yüklü bir sevda.
Kan kızılı ağıtlarımın kıyımlarında
Gövdem duruyor sabahın alacasında
Ürküntülü kızıl bir günbatımı burada
Ilık bir kan yürür içimde, senden yana
Toprağa bakıyorum gri, yüreğim gibi.
Sessiz ve soluksuz bir gecenin
Kırık yansımalarıydı içimizdeki
Avuçlarımızdan kirli, kırık
Çakıl taşları kayıyordu durmadan
Açılmıştı yalnızlığın çeşmeleri
Anılara tutsaktık, güvercinler gibi.
Senli özleyişlerin yangınlı hücresindeyim
Gözümün çırpınan sularında martılar
Çürümüş tohumların mevsimlerindeyim
Aldanışın kazanına atıyorlar şiirlerimi
Aşkın sularında kayıp bir yelkenli ilerliyor
Korkak bir ihbarın dargın yüreğindeyim vakit gece
Saklı hüzünlerimin ütopyasında bir çığlık martıda
Terk edilmiş dünlerin uçurumundan bakıyor kadın
Aşkın sırları dökülmüş aynalarında ömrünü tarıyor.
Siyanür sızıntılı gözlerinin harmanında asi bir yel
Kurşunlar yaprağı delerken, sen düşüyorsun içime
Bir yankı karanlığı bölüyor, üşüyorum gelmiyorsun
Kar düşüyor seni seven dallarıma, görmüyor musun
Isıt bakışınla bedenimi, gecenin karanlığını ört üzerime
Seninle mavi bir iklimin yangınlarına düştüm, yaram çok derin
Çöl rüzgârlarına karıştım, pusularda kurşunlandım da ölmedim
Avuçlarıma sığmayan sevdana döndüm yüzünü, pes etmedim
Gözlerinle kuruldun sevda otağıma, şimdi en gizli yerimdesin…
Umursamazlığımızdı eski şarkılardaki nakarat
Aynı dünlerin ağaçlarıydı mevsimlerce üşüyen
Melankoli boyalı dar odalarda biz öpüşürdük
Sular yürüyen dere yataklarında ıslatıp ayaklarımızı
Mırıltılı bir baharda çocuk düşlerimizi bölüşürdük




-
Ufkun Yaren
-
Ahmet Durgut
Tüm YorumlarBütün sorguların enleminden koparmıştım seni
İçimizdeki hoyrat sevilerin çarşafına tutunarak
Dudaklarımdaki istem ötesi hareket olmuştun
Ellerinin hoyrat kelepçelerinden sıyrılamadan
Duvardaki saatlerin zembereğine dolanmıştın
Tebriklerimle..10 ve listem..Ufkun YAREN
TEBRİKLER... sn Selahattin Yetgin... başarılar diler, saygılar sunarım. Esen kalınız.