Üşüyorum elizya
düşüncelerimi gergef gergef işledim
uçsuz uçurumlara düşüyorum elizya
bir sedef gülücükte eridi aklım
üşüyorum elizya.
Sevdiğim yolunu gözledim her dem
seni getirmeyen yollara küstüm
yollar kıvrım kıvrım gözümde o nem
kokunla esmeyen yellere küstüm.
Seneler eskidi, evrildi gitti
MAHŞERDE UYANMAK
uykuların kaçar böyle kalkarsın
rüyaların kabus olur uykular haram
sonra dokunursun tam şurda yaram
ve sen şimdi şam şerbet çatal karam
Dalıma kuşlar kondu, mevsimlere yaz
Meyven olmaz ise dalına kuş konmaz
Uyan yârim, mor kuşlar uçtu yerinden!
Mevsimler ağlıyor şimdi kederinden.
Uyan yarim, şurda doğan aya bak!
Bir şavkı aklımı aldı sevdiğim.
Yolumda ki dikenleri kaldırmak
Senin vicdanına kaldı sevdiğim.
Bir dua ki bu hasrete dur desin
Ankaradan bana doğru dön biraz
içime ışığın vursun sevdiğim
bakışın bahar, gülüşün sıcak yaz
mevsimler kenara dursun sevdiğim.
Uzak iklimlerin bir adı vardı sende
Yüreğime dokunurdu kuruyan güller
Dolunay düşmüştü aydınlık yüzüne
Tebessümünde yıkanırdı yüreğim.
Bir iç çekişin öyküsüdür bu!
Turnaların şarkısına dokunan
Uzaklaştıkça sevdim seni
Bir Kaya dibinde kanadı kırık kuş gibi
çaresizce sevdim seni
gökyüzünü seyrederken masmavi
beni mah yüzüne hasret bıraktın
çektin perdeleri can evimden yaktın.
Uzattım kadehimi gönül çeşme'ne
Bir damla gülümse dolsun be gülüm
Dokunsun dudağım gül-ü şebneme
Cennetten bir dem olsun be gülüm.
Hüznüm de tüten bu vaveyla güzel
Gözyaşı mı gerek ağlamak için?
Hep içimden ağlar gibi üzgünüm
İnşirah, inşirah! Bu çıkmaz niçin?
Boynu bükük sağlar gibi üzgünüm.
Sanki gün doğmuşta güneş almamış
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!