Geliyorum çocuk!
Elimde uçurtmadan yıldızlar
özgürlük mavisi gökyüzü
cam bilyelerimle geliyorum çocuk.
tel örgülere kurşun sıkarak geliyorum.
Muhammedin sırtında kızını taşıdığı günden
Gideceğim buralardan bir şekilde
ister yalnız, ister gözü yaşlı
istersen, sen yüreğimde gel
olmasın sarp dağlar engel
elinde bir yaban gülüyle gel
yerin hazır, üşütmem seni
Tarihe baktım da dedemle geldim göz göze
Düşündüm layıkmıyım içimde demlenen öze
Var mı bir ihtiyaç, bir başka söze?
Giderim giderim maziye doğru...
Ey ferasetsiz gözlerim, tarihe bir bak!
Kimbilir Gittiğin Yer Daha Güzeldir!
Bir gün sende gidersin!
Geri dönmemek üzere.
Belki de gittiğin yer burdan güzeldir.
Orda ağlamıyordun belki de kuşlar
Göç etti turnalar gönül yurdundan
bi çareyim şimdi sevda derdinden
yıllar yılı baka kaldım ardından
seninde gözlerin kalsın sevdiğim.
Göğsümde erittiğim bu kaçıncı kurşun
Yüreğimde emzirdim acıları bilmeden
Bir serçenin ürkekliğiyle baktım hayata
Kuru bir yapraktı solan bakışlarım
Her nefes alışıma düğümlenen keşkeler
Dağların yamacından alırdım ayak sesini ahuların
gönlümde uyanan güvercinlerin kanatları kurşundan
dağları taşır diyar diyar mecnun ülkesine
ben ne çekerim Leylanın nesine
dağlar tünemiş sevda ülkemin sinesine
Gönlüme düşen garip gülistan
dudağında saklı güllerin hani?
bezm-i elest düşer inkişafına
ruhuma damlayan dillerin hani?
Biçareyim geçti gençlik çağlarım
Gönlüme düşen ah, o asil yara!
nasıl yara ki meydan okur yıllara
ben seni her lahza da hatırlarım
yağmur kokar nisan gibi satırlarım.
Yâr seslensem, kim sesime ses ola?
Bu gönül gözümden baktımda suya
neler yazmış yine yar gizli gizli
ay ve güneş dalmış derin uykuya
saçlarıma yağar, kar gizli gizli.
Bazen ki bir kıymık aklımı tıkar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!