Bana yarım kalan sokaklar kaldı,
adını bilmediğim sokaklar,
yorgun kaldırımlar, taşların arasına sıkışmış anılar,
zamanın elinden düşmüş saatler gibi
kırık ve dağınık yüzler kaldı.
Bir şiirin yarasında unuttum kendimi,
Bir sabah uyandım, gökyüzü gri,
Yağmur, sanki gözyaşlarımdan düşen,
Baktım pencereden, sokaklarda yorgun ayak sesleri,
Bir yudum çay, umut bekleyen,
Sıcak değil, ama birazcık teselli verir gibi.
Düşüncelerim, bir yudum çayın buharında kaybolurken,
Her damla, saatlerin tıkanmış kalbinde yankılanır.
Oturduğum masanın köşesinde,
Bir zamanlar gülümseyen dost yüzleri,
Artık anıların gölgesinde sarsılıyor.
Bir fincan çayın etrafında dönerken dünyam,
Seninle bir gün geç kalmış bir şehre varalım,
İstasyonda değil,
Terk edilmiş bir sobanın içindeymiş gibi bekleyelim hayatı.
Kömürü bitmiş, külleri üşüyen bir bekleyişte—
Tavanından örümcek sarkan, zamanı unutan bir tren garında.
Dedi ki: “Sonsuza dek kalamazsın,
Bu şehir seni, sen de onu sevemezsin.”
Gittim, sokaklar bana yabancı,
Adımlarım, kırık dökük duvarlarda çınladı.
Bir zamanlar sevda dediğim her şey,
Bir hüzün oldu, bir gölgenin peşinden sürüklendim.
Bir yanımda mevsimsiz bir yağmur,
Sonsuz bir boşluğa savruluyorum,
Adını bilmediğim sokaklar var,
Yalnızlığın dokunduğu kaldırımlarda,
Gözlerin kırık bir şarkının dizesi gibi,
Söylemediğim her kelimede titriyorsun.
Bize bir şehir gerek,
Asfaltı vicdanla dökülmüş,
Kaldırımları geçmişe yaslanan.
Duvardaki afişler gibi yırtılmış umutlar
Bu dünya bir mezar, gömülmüşüm en dibe,
Ellerim bağlanmış, her nefes bir azap.
Sözlerim kanla oyulur, dilimde paslı çivi tadı,
Alevlere atılmış ruhum, yanar da yanar gecenin sonuna dek.
Ne umut ne merhamet kaldı bu yollarda,
Bu kentin çürümüş kaldırımlarında yürüdük,
Ve ayak izlerimizi yağmurun silmediği sokaklarda,
Her adım bir ezgiye dönüşürdü, eski taşların üstünde.
Bir yangındı bazen, hani kısık bir soluk gibi
Büyüyen ağaç kökleri arasında saklanan
Ve unutulmuş hayalleri arayan bir umuttu.
Gözlerim, derin çukurlarda kaybolmuş,
Geçmişin tozlu sayfalarına yazılı özlem,
Akşam göğü, kan kırmızı bir yudum acı,
Bir zamanlar gülüşlerin, şimdi hüzün dolu bir çalgı.
Yıldızsız bir gecede hayalet gibi dolanan anılar,
Sokaklarda yankılanan sessizlik, yüreğimdeki yaralar.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!