Gözlerin, derin okyanuslarda kaybolmuş bir gemi,
Her bakışında dalgalar kabarır, ruhumda fırtına.
İçinde kaybolduğum bir deniz,
Bir yudum su gibi serin, kan terleyen kalbim.
Saçların, geceye düşen ayın ışığı,
Gözlerin, gecenin bir köşesinde parlayan yıldızlar,
Işıklarıyla usulca içime doluyor,
Bir deniz gibi derin, bir gökyüzü gibi engin,
Seni düşündüğüm her an, kalbim bir okyanus,
Dalgalar çarpıyor kıyılarıma,
Ve her dalga, seni anımsatıyor bana.
Sanma ki gözlerin bir sırdır bende,
Eşitliklerin içinde kaybolmuş,
Her bir bakış, bir denklem gibi,
Çözülmeyi bekleyen zincirlerim var.
Yüreğim, bir hipotenüs gibi,
İkisi arasındaki mesafe uzadıkça,
Sana hiç şemsiye tuttu mu?
Yağmurun altında, sırılsıklam,
Kendi ıslanırken seni korudu mu?
"Şemsiyemiz yoktu," dedi usulca,
"Ama hep omzunun altına alırdı beni,
Ellerim üşümesin diye ceplerine saklardı."
Gece, ışığının büyüsünü kaybetmiş bir yıldız gibi
Düşer eski kalbime, derin gölgeler içinde.
Burada, toprak ve zaman arasında,
Bir yalnızlık parçası kalır rüzgârla gelen.
İçimde bir orman, sessiz ve derin,
Bu toprak, ne çok ağıt bilir,
Her damlası acıyla sulanmış,
Her taşında bir hikaye,
Bir kök, bir can, bir umut saklı.
Yüzyıllardır döner bu çark,
Bir rüzgarın hüzünle taşıdığı
Gözyaşlarıyla yıkanmış sokaklar,
Yıldızlar bile saklanmış,
Sıcak bir çaydan daha soğuk gecelerde.
Sevda, dilimde yankılanan bir şarkı,
Bir dağ gibi dikilirim önüme dizilen haksızlığın,
Kara toprakta çatlamış nasırlı eller,
Taşlar bıçak gibi yüreğime saplanır,
Fukaralığın yasını tutar buğday başakları.
Bir çocuğun gözlerinde soğuk gece,
Ve büyüdük sandılar, çünkü gülümsedik,
Kimse bilmedi, kaç fırtına sustuk.
Kaç geceyi gözyaşıyla örttük,
Kaç sabaha içimizde bir mezarlıkla uyandık.
Her bahar açan çiçeklerimiz vardı,
Kapanmış bir defterim belki,
Ama rüzgârda hâlâ uçuşur sayfalarım.
Yırtılmış hayallerimin kenarında
Hâlâ bir umut ilmek ilmek örülür
Küllerimden doğmamı izleyemedin,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!