Delidolu bir nehirle beraber yürürdük
Karşılamak için denizlerin o yabani sularını
Yüzüm sevgiliye, kalbim nefrete dönük
Sandalım, ettiğim yeminlerden bile çürük
Ruhuma buyur ettim o azgın dalgaları
Kelimelerden bile ötelendim, artık ne çare
Yürüsem kadınların o kokulu rüyasına
Kalbimi ediverdim hüznüm için pare pare
Değmez oldu gecenin katreleri artık sana
Ellerini çağırsan da gülleri koparmaya
Yıldızlar gecenin koynunda uyurken
O gümüş rüyalarını gözlerine dökerdi
Yağmurlar okşarken saçlarını
Ellerine anbean dökülürken bulutlar
Yalnız seni hatırlarım
Zaman geçip gider ve bir şey gelmez elden
Acılarımız bile birbir unutulur
Yılların hükmüne boyun eğer ten
Uykularımız bile saatlerden sorulur
Zaman geçip gider ve aşk yüklü dudaklar
YANSIMALAR
Bir fısıltıyla yetişiyorum kalkan son trene
Her şey ardımda…Dostlar,aşklar ve yollar…
Kalbimde yalnızca bir inatçı sancı var
Sormalıyım belki de bu hâlimi kâhine
Unutulur her şey… Yıldızlar ve zaman
Kayıp gider gecenin sonsuz yuvasına
İlk öpüş- ilk sevgiliden hatıra kalan-
Savrulur geçmişin o derin kuyusuna
Unutulur her şey… Ölüm ve acı
Hayatı bir kepenek gibi atsam omuzlarıma
Varabilmem muamma şairlerin yurduna
Yüzünün sevinçle boyanmış o resmine aldanma
Sinsi bir yılan gibi mutluluk, sokuluverir koynuna
O şuh bakışlarınla karşılasan da ruhumu
Toprağı kanıyla yurt yapan kahraman
Baştan sona vatansın, baştan sona iman
Cennetiâlâdır yalnız sana armağan
Selam size ey vatana sancak olan şehitler
Canlar kurban olsun size ey kahraman yiğitler
Bir amansız boşluk, bir ölümsüz lanet
Tuttu getirdi beni dünyanın kıyısına
Kalabalıktan kaçan şu içli sükûnet
Gecenin hüzün dolu hatırasıdır bana
Ruhum, rüzgârların iflâh olmaz çocuğu
Yürüyüş, yürüyüş meçhule doğru yürüyüş
Çepeçevre sarmış beni bu vebalı inat
Bir azap gibi çöküverdi gözlerime bu düş
Çöküverdi yazgıma bu ölümlü seyahat
Şehre doğru çığlık çığlığa kaçışır çocukluğum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!