Gecenin tarlasını biçiyor rençber
İçimde mum misali eriyor boşluk
Başımda aylarca bu sarhoşluk
Şaraptan yayılan rüyayı içer
O müjdeli haberlerden bir haberdin sen
Hakikati ararken bir hayaldin sen
Gülden, yaseminden bir koku umardım
Ben ateşken, bir alevdin sen
Parlayan bir yıldızdın,gecendim ben
Aşkın ta kendisiydin,aşığındım ben
Sen bir bakıştın,gözbebeğindim ben
Çehrende o tatlılık, o bakışlar ey yâr
Sana Leyla’dan kalan soylu bir yadigâr
Ben senin müminin; sen benim imanım
Sen bir vakitken; sen de geçen zamanım
Ruhunu bekleyen çılgın bir uçurum
Tenine miras kalan safir bir şehvet
Geceyi döküverdim avucuna yudum yudum
Ellerimle yokluyorum hüznünü senin
Bir ilâhî nur gibi yayılır kokun
Bedeninde erir anbean ruhun
Gözlerini emer bir buhurumeryem
Afyon gibi çeker kokunu tüm âlem
Hayatı bir kepenek gibi atsam omuzlarıma
Varabilmem muamma şairlerin yurduna
Yüzünün sevinçle boyanmış o resmine aldanma
Sinsi bir yılan gibi mutluluk, sokuluverir koynuna
O şuh bakışlarınla karşılasan da ruhumu
Düşündüm bütün gece,kan,kemik,iskelet
Ve biraz da şehvetten ibaret değil ki ruhum
Hüznümü tenime bir mühür misali vurdum
Tatlı bir armağan olarak kabullendiğim lanet
Beni muhariplerin katına yükseltir biliyorum
Serin bir rüzgâr gibi konuverdin tenime
Hatırlayınca seni berrak bir yıldız olup
Düşer gözbebeklerimin kuyusuna gece
Ellerin ellerimde… Ah o bulunmaz anlar
Yağmurların bile gıpta ettiği dudakların
Sayfaların soğuk yüzü bir kefen gibi sardı bizi
Hayta bir yalnızlık döküldü yavaş yavaş
Dudaklarımda kan kızılı kederlerin izi
Şehrimin o berrak çocuklarıyla sırdaş
Duymazdım gecenin kalbine kalbine çarpan




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!