İşte cehennem,işte o muazzam ruzumahşer
Açtım çünkü ruhumun saklı penceresini
Başın döner,tutup çeker bu uçurum seni
Gözlerimin anlamına sığınmazsan eğer
Bir karabasan gibi çöker uykuna akşam
Çığlık çığlığa koşuyorum, istikâmet muamma
Gizemli bir haberin heyecanı dudaklarda
Sessizliğin hükmü var ruhlarımız arasında
Sözlerim boşluğa takılan yazgısız âmâ
Çığlık çığlığa koşuyorum, istikâmet araf
Sonsuz bir sessizlik ruhumun tunçtan kapısında
Bir alacaklı misâli inatla bekler durur
Aklımın tam ortasında amansız bir ur
Bağdaş kurar gülüşlerimin sofrasına
Doğurgan bir mavilik bağışlar kelimelerim
1
Sessiz,akışkan ve pek iltifat edilmeyen bir mazeret bulup
Sokuluyorum kentin o dargın ve inatçı damarlarına
Şehrin barışçıl tınısına kulak dahi kabartmadan
Bir ölüm mangası kararlılığında istikamet buluyor adımlarım
Kelimelerden bile ötelendim, artık ne çare
Yürüsem kadınların o kokulu rüyasına
Kalbimi ediverdim hüznüm için pare pare
Değmez oldu gecenin katreleri artık sana
Ellerini çağırsan da gülleri koparmaya
Unutulur her şey… Yıldızlar ve zaman
Kayıp gider gecenin sonsuz yuvasına
İlk öpüş- ilk sevgiliden hatıra kalan-
Savrulur geçmişin o derin kuyusuna
Unutulur her şey… Ölüm ve acı
Yıldızlar gecenin koynunda uyurken
O gümüş rüyalarını gözlerine dökerdi
Yağmurlar okşarken saçlarını
Ellerine anbean dökülürken bulutlar
Yalnız seni hatırlarım
YANSIMALAR
Bir fısıltıyla yetişiyorum kalkan son trene
Her şey ardımda…Dostlar,aşklar ve yollar…
Kalbimde yalnızca bir inatçı sancı var
Sormalıyım belki de bu hâlimi kâhine
1
Al gel gülüşlerini bir kandil gibi dağıtayım
Gecenin o karanlık gözbebeklerine
2
Al gel tebessümünü ,derin bir duygu gibi




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!