güneşin ısıttığı bir şehir ölüyor,
yalnız..
tedirgin..
yalancı kasıma beş kala...
varlığın onarılmaz hüznü,
bir şehir yandı bugün.
üsküdardan kalkan vapurun,
arka güvertesinden
dalgalara bırakırken
günle doğup yasla batan dünleri,
kederli bir kıvılcım yankılandı.
ve biliyorum,
benim kıyılarım küçük ve sığ
ve sırtımda ki yamaçlar dik ve sarp..
onların dalgaları büyük ve şiddetli
ve içinde ki kıvrımlar loş ve kara..
yarattıkları anafor da yutmaya yeminli
bir şiir düşlüyorum
ben'den öteye, biz'den geriye
telkini ruha üflenir, amma;
bilmediğim mevzulara mevzilenip
bildiğim birkaç şiir okudum,
içime içime..
anımsayamadıklarım oldu,
onlara da siper ettim gövdemi
sızsın dışımdan içime..
şimdi bir şiir yaksam,
tütsülesem yokluğumu
boğaza doğru, sarıyere karşı..
bir şiir yansa,
sıyrılsa dudak payımdan,
gün be gün büyürdü.
gözler, sözlere akar,
çağlardı ezcümle kalbin dilleri.
mevhumu yiter dünyanın
kent susar kaldırımlar izlerdi
heyhat!
elleri cebinde geçerdi
bazı gecelerden,
puhu kuşlarının
pusu kurduğu saatlerde.
anarşist duyguları hapsettiği elleri
başkaldırmasın diye saklardı,
şu devingen,
harı buğulu saatte durmadım;
o sıyrılmış vicdan hırkasını
-ki üstlerine de iki beden büyüktü-
söktüm!
buharlaştı buhran krizleri
ne söylesem de,
az'lığı azığıma eklesem şimdi.
kararında nefsim doysa da
serzenişleri katık etsem yanına.
yasaklı isimlerin altını kısıp,
büyük harflerinden ayırsam.
Bazı dizeler vardır, insanın yüreğine konar da oradan hiç inmez...
Senin kalemin, tam da böyle bir yerde durur bende.
Satırlarında saklı özlemi, suskun bir sevdanın dilinden dinler gibi okuyorum.
Her mısra, yüreğin ıssız sokaklarında yankılanan bir çağrıdır.
Ve ben, her kelimede ...
"Sevgili Özlem,
Şiirlerinde hissettiğim derin duyarlılık, kalbinin yumuşak dokunuşuyla hayat buluyor. Gözlemlerinin ve hislerinin bu kadar incelikle kelimelere dökülmesi, ne kadar özel bir ruha sahip olduğunu gösteriyor. Senin gibi içten ve iyi kalpli bir dostla şiir yolculuğunu paylaşmak büyük ...
Çok teşekkür ediyorum..