ellerin gurbet, bir esrik rüzgar
göğün mızrap, teli kopuk lir sesin
toprağını özümsediğim
memleket yüzün,
dil bilmez aynalara anlatırım seni.
..
ve sen,
biçare yalnızlığın yekpâre mimarı
pürmelâl bir yarışın soylu kazananı
üflenen bir nefesi sûr sanıp,
cehennem'i mahşer kuran
hilkât garibesi;
~~
yırtılan bir gece büyütürüm
dizlerimin dibinde,
mahlassız,
aşina bi türkü asılır
yıldızsız göğün kevgirine..
...
onlar aşk kırığı,
sevda yanığı diyorlar..
metastaz yapmış
ur gibi büyüyor oysa ki
yaşama sancısı içte.
topuğundan vurduğum bir geceydi,
kadırgalar yanaşıyordu iskeleye.
yosmalar gülüyordu,
aksarayın ara sokaklarından.
sen meyhaneciye bahşiş uzatıyordun,
ben namluya yanan barutu.
...
kanırtmalı tırnaklarım toprağı,
koparmalı ölü taşları,
ağulu iğne yaprakları.
kanatmalı, kursağı yakan
çürümüş karanlığın hak savaşını.
ahh ki,
aklın yellerinde hür
hüküm giymiş,cebren firari sesin.
bir iki durak geçtim
gözlerimden dökülü
apaçık kahverengi gök.
yabancı değil
ana dilimde bir irkilme bu!
çatlatarak geldiğim gibi
ana rahminden,
çağlayamıyorum okyanuslara..
.../
aynı elbise var üzerimde,
hani şu,
yakasında çiçekler açmış
'erken bir bahar saldı'
demiştin ya gönlüme!
işte o;
karanlıktı..
ve karanlıkta
kararlı adımlarla geçtim aranızdan...
sonrasız...suslarla....
yutkunup unuttuğun lisanın
dil kırılması bu,
Bazı dizeler vardır, insanın yüreğine konar da oradan hiç inmez...
Senin kalemin, tam da böyle bir yerde durur bende.
Satırlarında saklı özlemi, suskun bir sevdanın dilinden dinler gibi okuyorum.
Her mısra, yüreğin ıssız sokaklarında yankılanan bir çağrıdır.
Ve ben, her kelimede ...
"Sevgili Özlem,
Şiirlerinde hissettiğim derin duyarlılık, kalbinin yumuşak dokunuşuyla hayat buluyor. Gözlemlerinin ve hislerinin bu kadar incelikle kelimelere dökülmesi, ne kadar özel bir ruha sahip olduğunu gösteriyor. Senin gibi içten ve iyi kalpli bir dostla şiir yolculuğunu paylaşmak büyük ...
Çok teşekkür ediyorum..