umutlar tükenir, hayat burcundan atlarsın
çekilmez ayrılık acısı, yaşı olmaz ölümün.
ölçüsünü bilmezsen, arkasından bakarsın
varsa eğer yüreğin, yaşı olmaz ölümün.
Vardım dergahına aşkı feyz ile,
Yüzüm sürdüm ol eşiğe haz ile,
Durdum mihrabına kıyam hal ile,
Tut elimi götür beni o menzile.
Bir testide zemzem sundu naz ile,
a'sırdan azade hal-i kırk'ıma düşen nasırsın
yürek kan sızar-yaşlar bencileyn, içe akarsın
çile-i derdin dile şiraze, siğim siğim ağlarsın
kaldır nikabın göreyim, ol muhammed aşkına.
gönül dudağında buseye düşmüş yosunsun
insanı, yaşadıkları olgunlaştırır, olgunlaştıkça içindeki insanlık çoğalır, kemale erince insan yaşarken ölür...
Baharı düşleyen kuşlar var, dilimin ağısında
Uçmaya meyyal...
Bir gitme sancısı !!
Pembesi bozuk bir akşam üstü
şöyle öteki gözle nazarla bir bakın ,
ölüm olmasaydı şu doyamadığınız dünya cehennem olurdu...
Dimağsızım, vurdum duymaz olmuşum,
Kâh deliyim, kâh meczubun olmuşum,
Çağlar pınarlarım, dinmez olmuşum,
Ben ölürüm, "ölüm" ağlar arkamdan.
Anmazsam ismini göynüm incinir,
ölümden ötesi de var tabiki,
sırat'tan sensiz geçmemek gibi....
Gidişi ölüm gibiydi lakin, ölüm değildi.
Dönüşü mü, hiçbir zaman olmadı.
Kaç harman yeri yandı,
Kaç hasat toplandı.
Ki dağların önümde eğildiği ben,
Yatak yorgan düştüm.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!