Anne didikleri serçe yuvası
Yel vurdukça dökülür ince sıvası
Zaman ölü bu dağda, uçurum uyku
Yürekte kar tutmuş şiir kıtası
Sonra bir bahar bakışlı girer
ansızın,
kalbinizden
içeri.
Eylül olduğunu unutursun
zemheri gülüşlü kızın...
Gönül Aralık'lamışsa hayat kapısını, bil ki yaşamından bir yıl daha ç/alınmıştır...
Düşlerin kırılmış, hayallerin yıkılmış, güvenecek kimsen kalmamışsa, bil ki insanlar seni çok acıtmıştır...
meçhule giden bir trenin yolcusuyken kendi
içimde,
gördüğüm her şey sana yaklaştırıyordu farklı biçimde...
beni, gurbet şiirlerinin makberinde arama... 
gönlümdeki közün insafına sığınmış,
yaralı serçe gözyaşıyla,
gavur gecelerde sana yürümekteyim...
Ara sıra gel öyle haber vermeden,
Karınca kararınca,
Hava kararınca,
İsmini mırıldanırken,
Bir tutam kokunu sürün gel.
Şikayetim yele değil, feleğe
Kevgir etti, muhtaç iken eleğe
Yazık oldu ter döktüğüm emeğe
Acizeyim, bağlam bilmez haldeyim
Arefeyim, bayram görmez haldeyim
Bir cümle kur,
Cümle alem bu cümlede cem olsun.
Sen arif ol,
Marifetin cümlesine ders olsun.
sözlerim arif olana..... 
yazsaydım, sana cevap verdiğimi kimse anlamazdı,
çünkü herkes bilir ki laf sokmak erkeğe yakışmaz,
hakaret etmekte kitabımızda yazmaz.
benim duruşum elif gibi yansız, vicdanım tarafsız
kalemimi merak ediyorsan hatsiz, hesapsız.
ARKADAŞ
Bir kalem darbesiyle öldürdüklerim var.
Ölü bir çiçeğe,
eğilip ağlayarak can verdiğim var.
Bazılarının rüyada göremediklerinin,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!