Kardeşliğe hamur, barışa maya,
Özü olmayana şair mi denir?
Hakikati bulup, hakim kılmaya,
Közü olmayana şair mi denir?
Gece gündüz bir sefere,
Çıkıyorum sana doğru.
Yıldırım oldum, zafere,
Çakıyorum sana doğru.
Bulmuş gibi, ruh eşimi,
Yüreğimde büyük yangınlar sönmez,
Sana duygularım küllendi sanma.
Geçen zaman gibi giden de dönmez,
Sana duygularım küllendi sanma.
Geçiyorsan, hep gönlümün içinden,
Sana olan sevdamdandır bilesin.
Geçiyorsam; nasıl, neden, niçinden,
Sana olan sevdamdandır bilesin.
Yurt tutarak gurbetlerde kalmam da;
Anlamlar yüklerdim bazı sözüne,
Sana sevdiğimi söyleyemezdim.
Buruk tebessümle bakar yüzüne,
Sana sevdiğimi söyleyemezdim.
Bir mesafe koydun yâr aramıza,
Sanki övülmekten korkar gibisin.
Hiç şifa olmadın sen yaramıza,
Sanki sevilmekten korkar gibisin.
Hep başımda dönen kara bulutlar,
Sapladı böğrüme boğuk sancılar.
Hüzünle büyüyen cılız umutlar,
Sapladı böğrüme boğuk sancılar.
Seveni gurbet ele atan,
Bir derdime bin dert katan,
Saçlarımı, tutam tutam,
Yolduran sen değil misin?
''12 Eylül Mahkûmlarına''
Nasıl unuturdum, ahde vefayı?
Görüşme başlamış, haberi aldım.
Ruhumdaki bütün pılıpırtıyı,
Allah güzeldir ve güzeli sever,
Kâinat güzellik okyanusudur,
Okyanus üstünde parlak mücevher,
Eşref-i Mahlûkat insanoğludur.
Merhaba Özcan abi. :) kaleminize hayran kaldığımı belirtmek isterim. Kendinizi tanıttığınız bölümdeki yazıyı da ayrıca çok beğendim.