Osman Demircan Şiirleri - Şair Osman Dem ...

Osman Demircan

Güneş ışığı omuzları eritiyor.
Toz toprak içinde,
Acılar devşiriyor;
Pamuk tarlalarında insanlar.

Dudakların bir ucunda umut bekliyor.

Devamını Oku
Osman Demircan

Dünyada pozitif elektrik olduğu gibi negatif elektrik de vardır.İnsanlar veya toplumlar kendi karanlıklarını kendileri yaratırlar ve bazen kendi karanlıklarına kendileri gömülürler.Irak'ta ABD tarafından bir karanlık tablo çizildi.Bu tabloda Saddam portresi hakimdi ama çerçeveyi oluşturan yine ABD'ydi. Bu tabloya hangi çerçeveden bakarsan bak; kendi içindeki karanlığa halkı da çeken bir manzaraydı.
Saddam elinde silahıyla boy gösterdi.İnsanlar hakkında çok kolay karar alırken, elinin tersiyle gerçekleri itti.Peki eline o kozu kim verdi.Tabi ki ABD.
Sonra onu saldırı moduna kim getirdi? Bir lider ki Batı'dan beslendi. Bir Batı ki, kanla beslendi.Bir liderin kılcal damarlarında Hitler, Stalin, Mussolini gezdi.Saddam kendini Avrupa'nın kirli tarihiyle beslendi.
ABD ve Batı İslam coğrafyasından intikam aldı. Düşündü ki Iraklı birbirini vuracak.
Düşündü ki etnik savaşlar çıkacak.
İşte asıl düşünülen ve yok edilmek istenen bu.Yani Irak halkı; yani bayramla oluşacak

Devamını Oku
Osman Demircan

Önemli değil inan terkedip gitmeler.
Şerefsizin biri ortada bırakacaktı zaten.
O da sen oldun ayrılıp da giderken.

Önemli değil terkedip havaya girmeler.
Şerefsize üflersen uçup gider hemen.

Devamını Oku
Osman Demircan

Karabasan gibi bulutlar sabır taşımı yuvarlar.
Yağmura dönüşürken elindekiler,
Gözlerim yağmurlarla akar.

Sızdıran testinin suyuna yapışır,
Geceyi siyah suya çeviren marazlar.

Devamını Oku
Osman Demircan

Her seferinde daha geniş bir dünyaya açıyorum gözlerimi.
Büyük bir kayalığa tırmanırken her adımda yepyeni bir manzara
/ bizim aşkımız
Ciğerlerimi açıyorum hayata, kendim olamayacak kadar
/ seninle doluyorum.
Senin yanında baştan aşağa, tepeden tırnağa duygu oluyorum.

Devamını Oku
Osman Demircan

Bir horoz olsan ve etrafında hiç tavuk olmasa anca başkaları için ötersin. Her sabah yüksek bir tepeye çıkıp kendi kendine şarkılar söylersin. Sesini sadece çakallar duyar. Ortalıkta ne his olur ne de bir gözyaşı. Hep başkaları için yaşarsın. Ölsen sana kimse ağlamaz. Bir hiçsin aslında ne seni kaybeden üzülür ne de seni bulan sevinir. Etrafında yalancı gülücüklerden bir cennet olur. Yaşarsın öylece. Bir sevdiceğin olmaz. Koskaca alemde canın ciğerin olmaz da yaşadım ve bir beden taşıdım dersin. Oysa yüreğindeki dere ince bir sızı gibi akar da dudakların hararetten çatlar da sen ötmeye devam edersin. Ne yıldızlar kör karanlık gecene dolanır ne de bedenine bir sevgili sarılır. Ağlarsın ağlayabildiğin kadar. Dudaklarından sicim sicim yaşlar dökülür de kader denen kitabının bir satırında sevgiye dair bir söz bulamazsın. Sen susadığın vakitlerde bile ayrılığın zehrini yudum yudum içersin. Ölüm bile seni kurtaramaz. Bir horoz olsan ve etrafında hiç tavuk olmasa anca başkaları için ötersin. Asla kendin için yaşayamazsın. Hep yanında birileri olur da sen onların yanında kendini bir çöplükte hissedersin. Ne bir karanfil girer rüyalarına ne de sabah mutlu uyanabilirsin. Sadece her sabah seni dinlemek zorunda olan çevrendekilerin ellerine düşersin. Oysa başkalarının ambarlarda buğdayları vardır. Oysa başkalarının dünyasında başaklar çoktan boy vermiştir. İşte senin boyunun ölçüsünü böyle alırlar. Sen hep sevilebileceğine inanarak yaşarsın. Bütün otobüsler terminallerden kalkar gider de sen hangar da çürümeye bırakılırsın. Ne bir el sallayabilirsin ne de bir mendil. Sadece bakakalırsın. İşte senden böyle yüz çevirirler. Sen olmadan da mutlu olurlar ve gülerler. Sıra sana gelince tatlı bir sözü bile çok görürler. Sen nefesini her içine çekişinde bir şeyler düğümlenir boğazında. Aç kalırsın sefil kalırsın. O zaman sıranı bir başkasına vermeyi hatta geri çekilmeyi öğrenirsin. İşte böyle başlar sende bir başkası için yaşamalar. Kendini feda etmeyi böylece öğrenirsin. Senin sözlüğünde hep ahlar ve vahlar kalır. Başka çaren kalmaz hep aynı kitabi ezberleyip durursun. İşte böyle kudurursun. Bir horoz olsan ve etrafında hiç tavuk olmasa anca başkaları için ötersin. Gelirler seni yolarlar. Bütün güzelliğini güvendiğin eller alır senden. Güzel bir hayat kurmayı dilerken kendini birden çirkin bir dünyanın içinde bulursun. Seni sevenlerin sadece çakallar olduğunu öğrenirsin. Hayatında bir çiçek ararsın. Çöplükte biten bir karanfil ararsın da sadece belanı bulursun. Sadece hayalinde karanfiller büyütürsün. İşte senin özgürlüğün bu kadar olur. Sadece hayallerinde uçabilirsin. Kanatların sadece seni hayallerinde havalandırabilir. Sadece hayallerinde seni rahat bırakmalarını isteyebilirsin. Çünkü ne gülüşlerin rahattır ne de ağlayışların. Kümese tıkılmış gibi çırpınırsın. Yanında tavuklar olsa ne yazar. Özgür olamadıktan sonra. Özgür kuşlar gibi uçmadıktan sonra. Bir horoz olsan ve etrafında hiç tavuk olmasa anca başkaları için ötersin. Sen yaşamayı bilmeden ölmeyi öğrenirsin. Çünkü bir çöplükte başka neyi öğrenebilirsin. Ne kanatların işe yarar ne de ötüşün. Öylece çırpınarak can verirsin.

Devamını Oku
Osman Demircan

Yaralanıyorum keskin, sivri dillerden.
Üzülüyorum savaş içeren sözlerden.
Türkiye depresif insanların yeri değil.
Gözlerin haberle morardığı ülkemde.
İnsanların hayatı bu kadar ilkel değil.
Aydınlar karanlıklara çekiyor insanları.

Devamını Oku
Osman Demircan

Ey sevgili bir gülüş gibi serpil her daim yarınlarıma
En ateşli anımda gelip yanıma gül serp dudaklarıma
Coşkun su misali dökül avuçlarıma doldur kadehimi
İçeyim her zaman hasretinle kor kor yanarken seni

Hadi bir çağlayan nasıl olur göster bana ey sevgilim

Devamını Oku
Osman Demircan

Denizler şarap içiriyor köpük köpük.
Dalgaların sesiyle sarhoş geziyoruz.
Biz her gece Samanyolu'nun altında
Semaya uzanan mavilikte ıslanıyoruz.

Tenimizde kaynayan aşk hararetini

Devamını Oku
Osman Demircan

Ey tutkularımın çiçeği özgürlük
Git gide içimde morarmaktasın
Acılarım gibi koyulaşmaktasın
Ölüm orucunda açlık grevindesin
Uaşılmaz mı sana ölmeden
Hangi zirvelerde büyümektesin

Devamını Oku