Bin yıl ömür sürsen de bu dünyanın,
Zevklerine asla doyamazsın ki...
Yaşam denen bu harika rüyanın,
Yeter sonu gelsin diyemezsin ki...
Farklıdır her şeyin hamuru, suyu,
Başıma bir şey gelmesin,
Sabah akşam gözle beni…
Sağlığım sıhhatim için,
Yüreğinde gizle beni…
Gözlerim aç, gönlüm sefil
Başıma bir şey gelmesin,
Sabah akşam gözle beni…
Sağlığım sıhhatım için,
Yüreğinde gizle beni…
Gözlerim aç, gönlüm sefil
Başlamıştı kalpte seçim dönemi
O gün seni tercih ettim gizlice.
Öyle çoktu bu bir oyun önemi,
Düşünmeden sana attım gizlice.
Sağladım elimden gelen katkıyı,
Dünyamdan çıkıp da giderek beni,
Hayale hapsettin, düşlere gömdün…
Göster çare nerde, çıkar yol hani?
Umudumu siyah kaşlara gömdün…
Hesaplanmaz bu sevdanın hasarı,
Kim bilir nereye kadar sürünür,
Kara saçlarına takılan gönlüm…
Yaralanıp sargılara bürünür,
Aşkın çelmesiyle yıkılan gönlüm…
Sonu belli uğraştığı davanın,
Halimi vaktimi önemsemeden
Yine zor bir görev buyurdun gönül.
Belli ki var seni rahatsız eden
Bu çağlarda yatar uyurdun gönül.
Katlanacak güç kalmadı afete
Bu mübarek gecelerde,
Yunsun aklansın gönüller.
Devadır her türlü derde,
Sevgi yüklensin gönüller.
Karartır o cevherini,
Göz ucuyla inceledim takvimi,
Kocaman bir “iki bin on beş” gördüm.
Hesap ettim yaşadığım mevsimi,
Elli iki bahar gördüm, kış gördüm.
Atıp savurmanın yoktur alemi
Seni benden çalanı güldürürken,
Beni böyle ağlatmayı hak gördün…
Yüreğime acıyı doldururken,
Bir parçacık mutluluğu çok gördün…
Ne oldu ki hiç arayıp sormadın,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!