Hanım saat başı seni ararsa;
Yola çıktım geliyorum deyiver.
Şimdi neredesin diye sorarsa;
Bir demet gül alıyorum deyiver.
Üç dakika sonra evdeyim deyip,
Düşte gördüm; Türkiye başbakanı,
Oluyorsun Sayın Kılıçdaroğlu.
Aldığın oylarla yüzde doksanı,
Buluyorsun Sayın Kılıçdaroğlu.
Boğmuşsun seçmeni; Yağa, salçaya,
Kimi dikene kur yapar
Gül peşinde kimileri…
Kimi tek Allah’a tapar
Kul peşinde kimileri…
Açlık hastalıktan beter,
Bir gün müydü, bir hafta mı, bir ay mı?
Anlamadım nasıl geçti kırk bir yıl?
Hayli acı yaşattırdı kolay mı?
Yüreğime hüzün saçtı kırk bir yıl.
Simsiyah tepeler bak şimdi karlı,
Defterde kitapta yok bir numara
Telefonunun kıymetini bil çocuk.
Fırlatıver çantayı bir kenara
Bilgisayarını ele al çocuk.
“Oku” demek hakarettir bir gence
Kalemle silgiyi karıştırmışım;
Gerek yokmuş bunca sözlere dostlar…..
Bilmem niye verip-veriştirmişim,
Bir özür borçluyum sizlere dostlar…..
Kesmek lazım konuşanın dilini,
Kusura bakmasın Yozgat, Çekerek
Yüreğimde yerin tektir Körpınar.
Susadım su verdin, acıktım yemek
Üzerimde hakkın çoktur Körpınar.
Biliyorum dünya denen bu diyar,
Dün süt emen parmak kadar bebeler
Kendi yavrusuna bakıyor bu gün.
Abeceyi öğrenen talebeler
Hayat okulunda okuyor bu gün.
Kimi kendi kimi elin işinde
Usul bilen, akıllıya danışır,
Ukâla gillerden koru kendini!
Meşhur sözdür “ağzı olan konuşur”
Dikenli dillerden koru kendini!
Karanlıktan güneşe dön yüzünü,
Var mı, yok mu, bilmediğim aklımı
Yüreğime hapsettiğim birine
Bir karşılık beklemeden vermişim
Körü körüne.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!