Korkutmuyor güzümüzü nedense,
Ne şu beyaz kefen, ne kara toprak.
Azrail çektiği zaman el ense
Mecburen sallarız bembeyaz bayrak.
Bu gün de kurtuldum diyen serseri,
Daha dün Samsun’du bu gün baş şehir
Gezmekten hiç usanmadın, bıkmadın
Vardığın her yerde yüzlerce şiir
Düzmekten hiç usanmadın, bıkmadın.
Antep’in, Kilis’in ismini duyup
BİLAKİS
Desem de hep “gonca gülüm”
Çiçekten güzel değildin.
Demeye varmıyor dilim,
Gerçekten güzel değildin.
Kırk yerden bağlandı gönül güzele
Senelerdir yaşadığım hal budur.
Sevmek kolay, unutmak zor mesele
Anladım ki solmayacak gül budur
Küçüksün yüreğin benziyor hama,
Yaşım elli yedi; eksik fazla yok,
Ömrün neresidir artık bilemem.
Bu gün için şükür gözüm, gönlüm tok,
Ne vakit tükenir rızık bilemem.
Kalkmasına vakit varsa kayığın,
A'dan Z'ye olmasa da emin ol
Aslı'dan Kerem'e bilirim aşkı.
Sağolsun birisi okuttu bol bol
Bilemezsin deme bilirim aşkı.
Her Mecnun'u, gelir bir Leyla vurur
Yaşım elli yedi; eksik fazla yok,
Ömrün neresidir artık bilemem.
Bu gün için şükür gözüm, gönlüm tok,
Yarın kesilir mi rızık bilemem.
Kalkmasına vakit varsa kayığın,
Bağrında bin tür insan barındırır İstanbul
Kimi beş kuruş etmez, kimi altından makbul.
Huyu, suyu hamuru farklı insan kümesi
Ya katlan ya kendine çek git başka mekân bul.
Etliler, sütlüler, tatlılar ile,
Bayramı da yedik bitirdik yine.
Ya denize, dağa gittik tatile,
Ya tam dört gün evde oturduk yine.
Kaideyi bozmaz kutlayan kısım,
Bizler de çocuktuk vaktin birinde
Bir karış boyumuz, enimiz vardı.
Tanımayan yoktu o köy yerinde
Kendi çapımızda ünümüz vardı.
Ne internet, ne telefon, ne tablet
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!