Ayağındaki paten hızıyla koşan
Sıkı bir dostmuş gibi yanaşan
Tutmak istedikçe elden kaçan
Hızla kayıp uzaklaşan zaman
Gençliğin uğruna feda edildiği
Vahşi bir akşam tutar bizleri
Sararmış başaklar solar, ürperir
Dalgalar beşik gibi sallar gemileri
Baykuşlar kuytulardan çıkar da gelir
Ay bir kızıla bir beyaza boyanır
Her kucakladığımda içime akan selsin
Her okşadığımda kalbime esen yelsin
Sevgimin doruğunda parlayan sensin
Yalnızca tende değil ruhta da güzelsin
Gözlerden akan yaşlar yalan inanma
Bağıra basılan taşlar yalan inanma
Hasrete eğilen başlar yalan inanma
Ben sanmışım sevgilim yeter ki sen sanma
Gurbete giden kuşlar dönmez inanma
Şafak uyandı, gözleri mahmur
Yağmur yağıyor
Yağmur yağıyor ıslak kaldırımlara
Sessizliği bir kez daha ıslatıyor
Arada bir balçık çamura battık
Kurtardık ayağımızı yolumuza baktık
Yalan yok doğru yoldan da saptık
Oysa ki düşümüzde cennetlik olanlardık
Bazen kaçıp döndük arkadan dolandık
Dünya yarılsa içine düşsem diyorum
Yaram sarılsa aşkını içsem diyorum
Kapım kırılsa kulpunu seçsem diyorum
Yapım kurulsa kendimden geçsem diyorum
İçim burulsa yaşamdan kaçsam diyorum
İzniniz olursa öte diyara gidiyorum
Cigaradan nefes aldı ateş çaktı ciğerine
Yaşamı içinden aktı karıştı sıcak terine
Mapusane günlüğüne bir çizik daha atacaktı
Kaderi kör bıçak gibi saplandıkça tenine
Özgürlüğü şeker yapıp çay demine kattı
Hey sen
Okyanus köpüklerinde yıkanan
Kumsal çakıllarına takılan
Yosun sularında yol alan
Dünden süzülüp bugüne kalan
Kalem tutup masal yazan
Oyun kurup, bazen bozan
Ayak vurup bana kızan
Peşlerimde düşen çocuk
Aç karnına tok kalkmayan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!