Bir jip yanaştığında
sosyetik bir barın kapısına;
ne çok olur koşuşturanı
havlayanı
hırlayanı
hatta kaptırmayayım diye
Malum;
öküzlerle sarıldı etrafımız,
sokaklar, apartmanlar, daireler,
kapı önleri,
otobanlar...
-Tanrı'yı çok iyi anlatan bir yazı- demiş ismine biri...
ve atıvermiş mail grubuna...
özgürdür, atar...
okurum veya okumam
ben de özgürüm.
Nasıl da o düşen ilk kavurucu ateş gibi yüreğe
bir anda yığılıverir buz dağları da
o 'en büyük' dediğin
belki de -sandığın- aşka? ..
kendin bile şaşarsın kendine!
Akan sular gürül gürül
çok hızlı geliyor sana
korkuyorsun
uyum sağlayamamaktan.
Başın dönüyor bu ihtişamdan.
Yeter!
hala anlamadın mı? !
hala doymadın mı? !
yeter!
artık yaslan arkana biraz,
fırsat ver kendine!
Burjuvanın dışkısı da kendi gibi kallavidir.
Ne zaman plazada veya lokantada tuvalete girsem
daha ilk girişte sezerim
içeride bir burjuvanın dışkıladığını
veya dışkılayıp, oradan ayrılmış olduğunu.
başka bir paradoks gerçi ya;
bazen o kalem gibi Hollanda Purolarımdan yakarken
üzeri 'ay-yıldızlı çakmağımı' kullanırım
ve yaktıktan sonra da, masamın bir köşesinde
çakmağın ay-yıldızlı yüzeyini kendime çeviririm.
Notaları tek tek
isimleriyle bilip
isimleriyle zikrederek mi
melodiyi seslendirmek?
yoksa
Camışlar gibi sereserpe,
endişesiz,
düşüncesiz...
Sıfırlamışcasına varlık titreşimlerini,
fikirlerini kitlemişcesine...
Ben şairim demeyi şiirleriyle gösteriyor..Okuyucunun önüne serdikleri 'evrensel gerçekleri [miz]..okudukça
unuttuğumuz isyanları yeniden hatırlıyoruz..Gerçeği
sofraya koyup yüzleşme gücün varsa al ne kadar lazımsa diyor. Sesi ilginç metalik bir ses gibi geliyor kulağa..Doğal desek sahte to ...