Bir canavarla evlenmişti.
çevreye zararsız
iyi huylu
çocuksu...
Tam bilmiyordu o zamanlar.
Ah canım benim
şiddeti kaçmışım
hiddeti tatile çıkmışım!
ne oldu?
bir tane ruhunu okşayan şiir yazdık diye
Eyvah! Şimdi ne olacak? !
Zaten kafamdaki çatlakların çoğu doğuştandı.
Zamanla yenilerini bizzat ben eklemiştim.
Hele o, “bana doğru sarkan kol”a tutunduğumda o gece
ne olduğunu anlamadan kendimi ‘bir yerde’ bulmuştum!
büyük bir hızla geri döndüğümde odama
Cd'lerimi sık sık kontrol ederim evde.
ben yokken kadınları evin
nasıl davranmışlar, nasıl bozmuşlar düzenlerini
veya bozmamışlar...
En çok sinirimi bozan şey
Beşşşş
sadece beşşşş...
pislik beşşşşş...
ciğerrrrr...
leş kokulu, kötü pişmiş ciğerrrr.
Yakınlarda sığınabileceğim üç-beş kayalık
Tutunabileceğim bir tanecik bile dal olsaydı
ya da uzaklardan kendini belli eden bir tane ıssız kıyı
Hiç o Çelik Zırhlı Savaş gemisine biner miydim? ..
Ne çirkin “ortak kararlar” vardır
gazetelerde, televizyonlarda…
Nasıl da insanın zevkine, gününe
gelmişine, hatta geçmişine ediverirler
sabah sabah!
Görmüşler ki mi bir kere olsun
celalinle cemalini tek bir yerde,
tek bir gülüşünde
tek bir sessizliğinde de;
her halini saygıyla kucaklasınlar
ve edepte dursunlar,
O -yıllanmış, kupkuru- gözlerimden
usul usul akmasaydı 'o yaş'
ner'den bilebilirdim
yüreğinin bu kadar yumuşak olduğunu?
ner'den bilebilirdim
benim için ağladığını?
Ondan çok şey bekliyorum.
Çok fazla yakınlık
çok fazla acı, acımayış,
bile bile küçümseyiş...
çok fazla anlayış
Ben şairim demeyi şiirleriyle gösteriyor..Okuyucunun önüne serdikleri 'evrensel gerçekleri [miz]..okudukça
unuttuğumuz isyanları yeniden hatırlıyoruz..Gerçeği
sofraya koyup yüzleşme gücün varsa al ne kadar lazımsa diyor. Sesi ilginç metalik bir ses gibi geliyor kulağa..Doğal desek sahte to ...