Uzaklaşan
büyük ve zavallı ruhumu
ancak böyle gümbür gümbür
müziklerle
şarkılarla, türkülerle kandırıp
geri çağırıyorum.
Bir kankim var zenci hastası;
beyaz kızlara bakmaz bile...
yine geçen gün insan bedeninden bahsediyorduk.
bu dünyadaki esas evimiz olan bedenden...
Attım hüznü az önce üzerimden kardeşim
ama nasıl?
Önden kuvvetli bir porsiyon köfte
arkadan bol aksesuvarlı bir aşure!
aha bir baktım kanım başlamış kaynamaya
aha bir daha baktım
Ona göre
dünyada yaşanacak en büyük heyecan
bilindiği anlamda seks değildi.
Bunu o gece
bir kez daha ispat etti
'Barbarlar Kralı Savaşbeyi'
aydan aya meydan savaşlarına girer
ağır kılıcıyla ne boğazlar keser
kafalar havalarda uçuşur
üzeri kanlarla yıkanır.
Dokunamam ki ona? !
bırak dokunmayı
yakınından bile geçemem
yüksek sesle iltifat bile edemem!
gözlerinin içine amaçlıca bakamam.
Arkadaş ta başka türlü kırmış kafayı.
sürekli dışarı atıp kendini
kararmış benliğini yüzüstü evde bırakıp
bütün dert tohumlarını geçici olarak gömüp
özgürleşip, rahatlayacağını sanıyor!
Ohooooooo!
Biz diyoruz yol alalım alabildiğine
arkamıza bakyalım, yavaşlatır bizi;
yürüdükçe
öbek öbek, tepe tepe engellere takılıyor ayaklarımız hala!
Efendim? !
Bayramım mı?
Kutlu mu olsun?
Ha! Pardon!
Bugünün tarihini tamamen unutmuşum da
Şu orta halli
yandan yemiş
hayata ucu ucuna tutunmaya çalışan halimizle
biz bile
bayram-seyran bilumum özel günlerde
saatbaşı yaptığımız akraba ziyaretlerinde
Ben şairim demeyi şiirleriyle gösteriyor..Okuyucunun önüne serdikleri 'evrensel gerçekleri [miz]..okudukça
unuttuğumuz isyanları yeniden hatırlıyoruz..Gerçeği
sofraya koyup yüzleşme gücün varsa al ne kadar lazımsa diyor. Sesi ilginç metalik bir ses gibi geliyor kulağa..Doğal desek sahte to ...