ne işteki dertlerden
ne gece geç gelen uykulardan
ne karıdan, ne kızdan...
bizim gibilerin içmesinin sebebi
yolları
Hataları bulup, çıkartıp, irdeleyip,
bilincine bilinç katma,
yeni yeni birbirinden şık
küfürler icad etme,
şiddet ve kini içinde biriktirip,
enerjiye çevirip,
Bir bilgiyi bir kişiye ulaştırsan bile
büyük iş yapmış sayılırsın evren nazarında diyen bilgi vardı
hiç unutmam...
ne kadar da güzel, pozitif bir anlayış! ..
Bırakmayacaksın ucunu işin
Sevgili Doktor Kardeşim:
bana iyi bak ve bana iyi davran
beni iyi tedavi et;
böylece birgün kapında sıralar oluşacak.
Sevgili Gişe Memurum:
Hiçbir zaman anlamadım
hissetmedim
zamanında doğru karar veremedim? ..
Hiçbir zaman nasıl yaklaşırlar
ne demek isterler,
Bir iki günyüzü görmemiş
aklanmamış
hep sümenaltı edilmiş küfrü döşeyince şiire;
nasıl da dellenir arlanmış gönüller...
us'a uygun büyümüş bünyeler
olgunluğu şart edinmiş, dingin ruhlar...
Hep arka planda bırakırlardı böylelerini...
biraz şişmanmış, eti-budu yerinde değilmiş.
yemiş-yemiş şişmiş.
yüzünde de iş yokmuş
belinde yağlar bolmuş
Yaratıcılık öldürülüyormuş ülkede.
Geliştirici fikirlerin, projelerin
dibi kurutuluyormuş.
Beyni çalıştıranlarsa
dışarıda alıyorlarmış soluğu.
Fonda
hafif hafif kulaklarımı okşayan
ruhumun derinliklerine kibarca sızan
o jazz...
Belki Miles Davis
Ben şairim demeyi şiirleriyle gösteriyor..Okuyucunun önüne serdikleri 'evrensel gerçekleri [miz]..okudukça
unuttuğumuz isyanları yeniden hatırlıyoruz..Gerçeği
sofraya koyup yüzleşme gücün varsa al ne kadar lazımsa diyor. Sesi ilginç metalik bir ses gibi geliyor kulağa..Doğal desek sahte to ...