'feci' ' trajik haldeyim demek.. 'fâciâ' kelimeside aynı kökenden. Zaten 'fâcia' kelimesi 19. yy de 'tragedia' (trajedi) kelimesinin karşılığı olarak türetilmiş...
Sevemediğim sorudur. ' önce var olanlarımı sayayım yoksa yok olaları mı? yada sadece var olanları sayarsam yok olanları anlayabilecek kadar zeki misin? ' diye cevap veresim gelse de yemiyor işte.. -ne olsun be.. iyilik sağlık.. (tam burada sende ne var ne yok diye sorulmaz ve bu menfur sorunun intikâmı alınır..)
Aslında eski kullanımı 'yüz çevirip bakma, tenezzül etme' anlamlarına geliyor. Hani zahmete girip gözlerine bakınca, muhatap alınca da iltifat etmiş oluyor insan.. E iltifat et bana demekte ne kadar onurlu bir davranış olur bilemiyorum artık.. -Ne olur bak bana, beni kâle al...! yalvarma kokuları var bu kelimede.. bozar..
İki kısım acı var.. İç etkelerin acıttığı bir de dış etkenlerin acıttığı.. Eğer bizi üzen dış etkenler ise, duyduğumuz acı o etkenin keyfiyetinden daha çok, bizim o olaya/kişiye verdiğimiz anlamlardan ileri geliyordur. Bir 'şey' e ne kadar çok anlam yüklenirse, verdiği acı o kadar fazla olur. bknz. filozof gibi konuştum, gidip patrondan zam isteyeyim bari.
'ben bu donu giymem' 'Birinci köşedeki adam gelip ikinci köşedeki adama...' 'kırmızı olan hep aynı yere düşüyor' 'ıslaktı..' aklımda kalanlar bunlar.. keyif alarak izlediğim bir filmdi. bir de filmin şu müziği..
'feci' '
trajik haldeyim demek..
'fâciâ' kelimeside aynı kökenden.
Zaten 'fâcia' kelimesi 19. yy de 'tragedia' (trajedi) kelimesinin karşılığı olarak türetilmiş...
Yara mende dert mende
Akıl fikir kemâl mârifet koymadı koymadı koymadı bu kaşı gözü kara mende...
Allam başım giderem giderem Galmadı çare mende..
Güzelim Türkmen Türkülerinden bir tanesi..
At martini bre debreli hasan dağlar inlesin..!
:)
Bulmacalarda bulunamayan cevaplar..
Sevemediğim sorudur.
' önce var olanlarımı sayayım yoksa yok olaları mı? yada sadece var olanları sayarsam yok olanları anlayabilecek kadar zeki misin? ' diye cevap veresim gelse de yemiyor işte..
-ne olsun be.. iyilik sağlık.. (tam burada sende ne var ne yok diye sorulmaz ve bu menfur sorunun intikâmı alınır..)
Aslında eski kullanımı 'yüz çevirip bakma, tenezzül etme' anlamlarına geliyor. Hani zahmete girip gözlerine bakınca, muhatap alınca da iltifat etmiş oluyor insan.. E iltifat et bana demekte ne kadar onurlu bir davranış olur bilemiyorum artık..
-Ne olur bak bana, beni kâle al...!
yalvarma kokuları var bu kelimede..
bozar..
çokedildiğizamananlamıkalmayangillerden.
İki kısım acı var..
İç etkelerin acıttığı bir de dış etkenlerin acıttığı..
Eğer bizi üzen dış etkenler ise, duyduğumuz acı o etkenin keyfiyetinden daha çok, bizim o olaya/kişiye verdiğimiz anlamlardan ileri geliyordur.
Bir 'şey' e ne kadar çok anlam yüklenirse, verdiği acı o kadar fazla olur.
bknz.
filozof gibi konuştum, gidip patrondan zam isteyeyim bari.
Büyük harflerle yazsam, yürür mü ki?
'ben bu donu giymem'
'Birinci köşedeki adam gelip ikinci köşedeki adama...'
'kırmızı olan hep aynı yere düşüyor'
'ıslaktı..'
aklımda kalanlar bunlar.. keyif alarak izlediğim bir filmdi.
bir de filmin şu müziği..