Kültür Sanat Edebiyat Şiir

"Bir kez gönül yıktın ise bu kıldığın namaz değil
Yetmiş iki millet dahi elin yüzün yumaz değil…"

Demiş gönül insanı Yunus.
Kırılınca kabuk tutmaz bir yara kalıyor orada.
Aynı şey; bir kalp kırınca vicdanımız için de geçerli...

Haddini bilmeyene haddini aştığı an had bildirmezsen şayet, karşıdakinin nezaketinden cesaret alıp hadsizliğe devam ettiğini öğretti hayat.

Haftada iki üç tane şiir yazıp her yazdıklarını da her yerde bas bas bağırarak yirmi otuz beğeni aldıkları bir platformda, iki günde 2 bin kişinin izlediği, dinlediği ve okuduğu bir şiiri ve şairi kıskanmasından ibaret o eksiler.
Kıskanmak yerine takdir edebilir veya eleştirebilirlerdi aslında. Ama kimliksizlik (artı eksi butonları) söyleyecek sözü olmayanların tek sığınağı oluyor.

Bazı insanları kendi başarıları mutlu etmiyor, başkalarının başarısızlıkları daha çok mutlu ediyor maalesef.
Gülüp geçmek lazım...

Daha geniş kitlelere ulaşması ve daha fazla insanın istifade etmesi temennisi ile.
Mürekkebi yüreğinden müteşekkil değerli kalemin daim olsun.

Çok değerli görüşlerinizle günümüze anlam kattığınız için her ikinize de şahsım adına çok teşekkür ederim.
Tekniği detayı bilemem abla. Bildiğim bir şey varsa o da, merhametini harekete geçirmeyen insan ne işe yarar?
Merhamet insana çok yakışıyor.
Merhametin kaynağına emanet olun.

Şule hocam aynı şeyi kast ettim ama siz daha güzel anlattınız.
Yüreğinize sağlık.

Şöyle düşünüyorum Rabia abla, barut ve çekirdek gibi. Harekete geçiren yer aynı ama işlevleri farklı.

Konunun merhamet olduğu bir yerde kurşunla örnek vermekte ilginç oldu ama. :))

Aynı şeyler değildir zannımca.
Duygusallık insanın kendi içerisinde yaşadığı bir histir, merhamet ise onu eyleme dökme durumudur.

Merhamet, insana yaratılışında yüklenmiş kodlardan birisi. Yeri geldiğinde harekete geçecek bir sistemi vardır. Şayet yeri geldiğinde kullanmazsak vicdan denen kod devreye girecek ve rahatsız edecektir insanı.

Merhamet üzerine müthiş yazılar. Çakralarımız açıldı. Teşekkürler hepinize.