Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Türkoloji sizce ne demek, Türkoloji size neyi çağrıştırıyor?

Türkoloji terimi Moyun Çur Atsızçerisi tarafından tarihinde eklendi

  • Hamit Kökdağ
    Hamit Kökdağ

    Türkoloji (Türklük Bilimi, Türk Dil Bilimciliği, Türkiyat) bilimi Türklerle alakalı herşey ile ilgilenir. Bunlar arasında özellikle Türk dili ve Türk edebiyatı hususi bir yer tutar. Türk milletinin konuştuğu dil olan Türkçe yaklaşık 4.000 yıllık bir maziye sahiptir. Türkçenin şimdilik takip edilebilen yazılı tarihi ise milattan sonra 8. yüzyılda yazılan Orhun Kitabeleri’ne dayanır. O zamandan günümüze değin Türk dili üzerinden zengin bir edebiyat geleneği kurulmuş ve Türkçe’nin sınırları kıtaları boylayarak geniş coğrafyalara yayılmıştır.
    Türk edebiyatının asıl malzemesi olan ve türkolojinin de mühim bir kısmını oluşturan “Türkçe” üzerine yapılan araştırmaların tarihi epey eskilere dayanmaktadır. Lakin modern anlamda türkoloji ilmi, bizim topraklarımızda değil enteresan bir şekilde Avrupa’da doğmuştur. Büyük Fransız İhtilali bütün Avrupa’nın ve hatta dünyanın politik hayatına tesir ettiği gibi milletlerin sosyal hayatını ve sosyal bilimlerini de etkilemiştir. İhtilalin doğurduğu milliyetçilik akımının dürttüğü Avrupa milletlerinin milli bünyeye dönüş çerçevesinde kendi tarihlerine yönelmeleri neticesinde folklor bilimiyle aynı anda milli (native) dil de aynı oranda önem kazanmıştır. Bu meyanda kadim Avrupa milletleri (Almanlar, Fransızlar, İngilizler, İtalyanlar) kendi köklerine ulaşmak için Kıta Avrupasını didik didik ederken o zamanki bir kaç Avrupalı millet bu süreçte hayal kırıklığına uğramıştır. Bunlardan başlıcaları Macarlar, Bulgarlar ve Finlerdir. Zira bunlar kendi köklerini Avrupa’da araken tarihi hakikatler onları Asya’nın steplerine sürüklemiş ve hasbelkader “bizi” bulmuşlardır. Türkolojinin doğumu o zaman başlayan bu araştırma ve anlayışa dayanır. Daha sonra ilgi çeken bu trende diğer büyük Avrupa devletleri de katılmış ve oryantalizm ve Türk hayranlığının da etkisiyle Türkçe’ye ve Türklüğe yoğun bir ilgi başlamıştır. O yüzden ilk türkologların Alman, Macar, Fransız ve Rus gibi gayri Türk milletlerden olmaları bizleri şaşırtmamalıdır.
    Bu yabancı türkologlar içerisinde Türkçe’ye en fazla hizmet eden ve Türklük bilimi dünyasına adını altın harflerle kazıyan iki Wilhelm, Wilhelm Radloff ve Wilhelm Thomsen’dir. Fahiş hatalarla da olsa Türkçe’nin bilinen ilk yazılı metinleri olan Orhun Abideleri’ni 1893’te ilk defa deşifre eden ve 20’den fazla dil bilen W. Radloff, Alman asıllı bir Rustur. Bu anıtları çözmede Radloff kadar acele etmeyip ihtiyatlı davranan ve bunun neticesinde mükemmele yakın bir okumaya ulaşan W. Thomsen ise İsveçlidir. Bunların yanında bu abidelerin varlığından Avrupa kamuoyunu ilk defa haberdar eden ve gene İsveçli olan Strahlenberg’i de unutmamakgerekir.
    Bizde, o zamanki adıyla Osmanlı’da, Avrupa’ya nisbeten yavaş giden işler, 1900’lerin hemen başında Ali Emiri Efendi adında bir kitap kurdunun “Divan-ı Lügati’t-Türk” adlı paha biçilmez eseri İstanbul sahaflarını gezerken yaşlı bir kadında bulup 40 altına taksitle satın alması ile ivme kazanır. Kitaba gözü gibi bakan Emiri Efendi’den bu yegane nüshayı alıp baskıya hazırlama vazifesi Kilsli Rıfat Bey’e tevzi edilir. Lakin bu muazzam kitabı yanından bir lahza ayırmayan ve kimselere dahi göstermeyen Emiri Efendi’nin inadını kırmak için devrin sadrazamı(başbakanı) Talat Paşa devreye girmek zorunda kalır ve Paşa'yı kıramayan Emiri Efendi kitabı Rıfat Bey’e verir. Uzun müddet kitap üzerinde çalışan Rıfat Bey’in ömrü bu işe vefa etmeyince “Divan- ı Lügati’t-Türk”ü ilk neşretme şerefi Besim Atalay’ın olur.
    İsmi geçen bu zatların ve sair nicelerinin hakkı mahfuz, o gün bu gündür Türkiye’de yetişen en büyük türkologlar aslen Kazan Türklerinden olan Reşit Rahmeti Arat ve soyu meşhur Köprülü ailesine dayanan Fuat Köprülü’dür. Abartarak söylersek bu ikisi, yeni nesil türkologlara yapacak çok iş bırakmamışlardır. Köprülü’nün daha 20 yaşında Yunus Emre ve Ahmet Yesevi’yi anlattığı şaheseri “Türk Edebiyatında ilk Mutasavıflar” ve Arat’ın neşrettiği yazılış tarihi ve hacmi ile dünya edebiyat tarihi açısından da çok mühim bir eser olan “Kutadgu Bilig” (Bundan muradımız Arat Hoca’nın Türkiye Türkçesi’ne aktardığı metindir. Okuyucularımız zaten Kutadgu Bilig’i Yusuf Has Hacib’in yazdığını bilirler) genç türkologların önünde aşılmaz birer eser olarak durmaktadır.
    Türkoloji ilminin ilgi alanı ve coğrafyası o kadar geniştir ki üç beş satırla anlatmak mümkün değildir. Milletimiz ve dilimiz her milletin üstesinden gelemeyeceği nice badireler atlatarak mevcudiyetini hala sarsılmaz bir şekilde devam ettirmektedir. Bir zamanlar konjontür gereği fazlaca Arapça ve Farsça ile iştigal eden dilimiz, bir zaman sonra Fransızca ve şimdilerde İngilizce ile çokça haşır neşir olmaktadır. Bizim kanaatimizce bundan korkmaya hiçbir sebep yoktur. Dilimiz alacağını almış vereceğini vermiş, sair her dil gibi kendi doğal seyrinde devam etmektedir. Lakin kabul etmek gerekir ki günümüzün uluslararası bilim dili İngilizcedir ve bu bir müddet daha böyle devam edecektir. Bununla birlikte yakın gelecekte İngilizce'ye en büyük rakip 21. asra dalları budanarak girmiş olmasına rağmen gene Türkçedir. Biz inanıyoruzki yakın bir zamanda bu komplekslerinden kurtulan Türkçemiz kadim Doğu ve Batı dillerinden de aldığı destekle yeni bir dünyanın dili olacaktır. Bunun en sarih delili dünyanın dört bir yanına yayılan ve etrafındakilere Türkçe öğretmeyi kutsal bir meslek sayan gönül eri Türkçe sevdalılarıdır.

  • Elif Ak
    Elif Ak

    ilki 1870 yilinda Budapeste'de acilan bilim dali.
    Dünyada genellikle yahudi asıllı fransız bilimadamlarınca geliştirilmiş, Amerika'da Harvard'daki, Fransa'da ise Ehess `deki kürsüsüyle bilinen, Hollanda üniversitelerinin -nedense? - cok aktif oldugu, Türk-islam sentezcilerimizin 'türkiyat' demekte ısrar ettiği bilim dalıdir.

  • Moyun Çur Atsızçerisi
    Moyun Çur Atsızçerisi

    Sosyal Bilimler içerisinde yer alıp Türk Dili ve Tarihi'ni kapsayan bilimdir.

    Hüseyin Nihâl Atsız, Zeki Velidî Togan, Bahaeddin Ögel, Yaşar Çoruhlu, Emel Esin, Rasonyi, Jean-Paul Roux, Wilhelm Thomsen, Hüseyin Namık Orkun, Muharrem Ergin...

    Bunlar ilk aklıma gelen Türkologlar..

    Türkoloji, çok geniş bir araştırma alanıdır. Bunun sebebi ise elbette Türk tarihinin kadimliği, Türk dilinin genişliği ve benzeri unsurlardır. Türkoloji bu denli geniş bir araştırma alanı olduğundan dolayı araştırmacılar kendilerini Türkoloji içerisindeki alt dallardan birinde yetiştirme ihtiyacı hissederler.. Örneğin Jean-Paul Roux Altay Türklerinin mitleri hakkında çok değerli çalışmalar yapmıştır. Gelmiş geçmiş en büyük tarihçilerden Zeki Velidî Togan ise biilhassa Türkistan Siyasî Tarihi üzerinde önemli keşiflerde bulunmuştur. Şu Türkleri'nin bilinmesini Togan'a borçluyuz..

    Türkoloji üzerine yazılacak çok nesne var ama burada kesiyorum. Ekleyeceğim son konu şu olacak: Türkoloji Antoloji.com'un Nedir? kısmına nedense pek bir geç eklenmiş olan bir terimdir.