42. Itibar galib saiadir, nadire degildir. (Bir önceki maddede oldugu gibi bir uygulamanin adet muamelesi görebilmesi icin, onun herkesce bilinen ve cogu zaman gözetilen bir uygulama olmasi gerekir)
41. Âdet ancak mutterid veya galip oldugda muteber olur. (Hukuki olarak bir uygulamanin âdet olarak muamele görebilmesi icin onun muntazaman veya cogu zaman riayet edilen uygulama olmasi gerekir)
40. Âdetin delaletiyle manayi hakiki terk olunur. (Toplumda adet halini aldigi sekilde artik gercek manasi kasd edilmeyip, mecaz manasi kasd edilen sözlerde, hukuken de gercek mana itibara alinmaz.)
39. Ezmanin tagayyürü ile ahkamin tagayyürü inkar olunamaz. (Zaman ve sartlar degistikce, örf ve adete mebni vaz olunmus hükümlerin de degismesi gerektigi gercegi inkar edilemez)
38. Âdeten mümteni' olan sey, hakikaten mümteni' gibidir. (mesela akil balig olan bir kimsenin yalan yere kendisinin birisine borclu oldugunu söylemesi, adete göre imkansiz oldugundan, bunun yalan olmasi da hakikaten imkansiz add edilir ve onun bu yöndeki ikrarina, yalana ihtimali bulunmayan söz muamelesi yapilir.)
37. Nasin istimali (yani insanlarin seriata muhalif olmayan örf ve adetleri) bir huccettir (yani bir delildir) ki (ihtiyac aninda ona müracaat ve) onunla amel vacib olur.
33. Iztirar gayrin hakkini iptal etmez (Zorla bir isi islemeye mecbur kilinan kisi, zorla yaptigi bu isten dolayi mesul tutulmamasi gerekir. Ama zorlama ile isledigi fiil, baskasinin hukukuna tecavüz sonucu doguruyorsa, zorlama var diye zarar altinda kalan 3. kisinin hakki da ortada birakilmaz, tazmin ettirilir)
32. Hacet (ya'ni nasin ihtiyaci) umumi olsun hususi olsun zaruret menzilesine tenzil (ve zarurete binaen memnu olan seyler tecviz olundugu gibi hacet sebebiyle dahi tecviz) olunur
28. Iki fesad tearuz ettikde ehaffi irtikab ile a'zaminin caresine bakilir. (Iki bozuk isden birisinin olusmasi durumunda, hafif olan tercih edilerek daha agiz olanina engel olunmaya calisilir)
27. Zarari eşedd zarari ehaff ile izale olunur. (Bir kisinin ugradigi zarari ortadan kaldirmak icin zarar veren kisinin ugrayacagi zarar, verdiginden hafif olmalidir)
25. Bir zarar kendi misliyle izale olunamaz (Her hangi bir zararin giderilmesi o nisbette bir zarara yol acarak degil ondan mümkün oldugu kadar daha hafif bi zarara yol acarak giderilir.)
21. Zaruretler memnu olan seyleri mübah kilar (Mazeret durumunda yasak olan seyler de caiz olur, aclik tehlikesine binaen ölmeyecek kadar domuz eti yemek gibi. hukuki davalarda bu manada kullanilir)
19. Zarar ve mukabele bi'z-zarar yoktur (Bir kimsenin digerine zarar vermesi caiz degildir, ayni sekilde zarara ugrayan kisinin de intikam saikiyle kendisini zarara ugratani zarara ugratamaz)
15. Ale hilafil kiyas sabit olan sey saire makisun aleyh olmaz. (Ayet ve hadisle sabit bir hükme kiyaslandiginda caiz olmamasi gereken bir sey kiyasa muhalif oldugu halde baska bir ayet ve hadis ile caiz kilinmis ise, buna kiyas ederek baska kiyasa muhalif seyler de caiz kilinmaya kalkilmaz.)
13. Tasrih mukabelesinde delalete itibar yoktur. (Acikca ifade edilen bir sartin yer aldigi durumda, o sarti bazi ön maddelerin delaleti ile yok saymak yoktur.)
42.
Itibar galib saiadir, nadire degildir.
(Bir önceki maddede oldugu gibi bir uygulamanin adet muamelesi görebilmesi icin, onun herkesce bilinen ve cogu zaman gözetilen bir uygulama olmasi gerekir)
41.
Âdet ancak mutterid veya galip oldugda muteber olur.
(Hukuki olarak bir uygulamanin âdet olarak muamele görebilmesi icin onun muntazaman veya cogu zaman riayet edilen uygulama olmasi gerekir)
40.
Âdetin delaletiyle manayi hakiki terk olunur.
(Toplumda adet halini aldigi sekilde artik gercek manasi kasd edilmeyip, mecaz manasi kasd edilen sözlerde, hukuken de gercek mana itibara alinmaz.)
39.
Ezmanin tagayyürü ile ahkamin tagayyürü inkar olunamaz.
(Zaman ve sartlar degistikce, örf ve adete mebni vaz olunmus hükümlerin de degismesi gerektigi gercegi inkar edilemez)
38.
Âdeten mümteni' olan sey, hakikaten mümteni' gibidir.
(mesela akil balig olan bir kimsenin yalan yere kendisinin birisine borclu oldugunu söylemesi, adete göre imkansiz oldugundan, bunun yalan olmasi da hakikaten imkansiz add edilir ve onun bu yöndeki ikrarina, yalana ihtimali bulunmayan söz muamelesi yapilir.)
37.
Nasin istimali (yani insanlarin seriata muhalif olmayan örf ve adetleri) bir huccettir (yani bir delildir) ki (ihtiyac aninda ona müracaat ve) onunla amel vacib olur.
36.
Âdet muhakkemdir
(Seriata muhalif olmadikca, toplumun kabul ettigi örf ve adetlerle hüküm verilir.)
35.
Islenmesi memnu olan seyin istenmesi dahi memnudur.
(rüsvet gibi alinip verilmesi yasak olan seyin baskasina yaptirilmasi dahi yasaktir)
34.
Almasi memnu olan seyin vermesi dahi memnudur.
(rüsvet gibi, almasi yasak olan seyi vermek dahi yasaktir.)
33.
Iztirar gayrin hakkini iptal etmez
(Zorla bir isi islemeye mecbur kilinan kisi, zorla yaptigi bu isten dolayi mesul tutulmamasi gerekir. Ama zorlama ile isledigi fiil, baskasinin hukukuna tecavüz sonucu doguruyorsa, zorlama var diye zarar altinda kalan 3. kisinin hakki da ortada birakilmaz, tazmin ettirilir)
32.
Hacet (ya'ni nasin ihtiyaci) umumi olsun hususi olsun zaruret menzilesine tenzil (ve zarurete binaen memnu olan seyler tecviz olundugu gibi hacet sebebiyle dahi tecviz) olunur
31.
Zarar bikaderil imkan izale olunur
30.
Def'i mefasid celbi menafiden evladir.
(Zarari ortadan kaldirma kaygisi, yararli seyi elde etme kaygisindan önde gelir)
29.
Ehveni şerreyn ihtiyar olunur.
(kacinilmasi mümkün olmayan iki serden daha hafifi tercih edilir)
28.
Iki fesad tearuz ettikde ehaffi irtikab ile a'zaminin caresine bakilir.
(Iki bozuk isden birisinin olusmasi durumunda, hafif olan tercih edilerek daha agiz olanina engel olunmaya calisilir)
27.
Zarari eşedd zarari ehaff ile izale olunur.
(Bir kisinin ugradigi zarari ortadan kaldirmak icin zarar veren kisinin ugrayacagi zarar, verdiginden hafif olmalidir)
26.
Zarari âmmi def' icin zarari hâs ihtiyar olunur.
(Umumun zararini engellemek icin bireylerin zarari tercih olunur)
25.
Bir zarar kendi misliyle izale olunamaz
(Her hangi bir zararin giderilmesi o nisbette bir zarara yol acarak degil ondan mümkün oldugu kadar daha hafif bi zarara yol acarak giderilir.)
24.
Mani' zail oldukda memnu' avdet eder
Bir seyin yasak olmasina sebeb olan engel ortadan kalktiginda, yasak olan seyin yasakligi da ortadan kalkar)
23.
Bir özür icin caiz olan sey o özrün zevaliyle batil olur
22.
Zaruretler kendi mikdarlarinca takdir olunur
(Mahzur bir sey zarureti ortadan kalkincaya kadar caiz olur, fazladan kullanilmasi yasaktir)
21.
Zaruretler memnu olan seyleri mübah kilar
(Mazeret durumunda yasak olan seyler de caiz olur, aclik tehlikesine binaen ölmeyecek kadar domuz eti yemek gibi. hukuki davalarda bu manada kullanilir)
20.
Zarar izale olunur
(Zarara ugrayan kisinin zarari mesru sartlar altinda, zarar mikdarinda olmasa da, telafi edilir)
19. Zarar ve mukabele bi'z-zarar yoktur
(Bir kimsenin digerine zarar vermesi caiz degildir, ayni sekilde zarara ugrayan kisinin de intikam saikiyle kendisini zarara ugratani zarara ugratamaz)
18.
Bir is diyk oldukda müttesag olur
(Bir iste darlik gören kimseye yükünde rahatlatici tedbirler alinir, borcluysa vadesi uzatilir vs.)
17.
Mesakkat teysiri celb eder
(Darlik gören birisine kolaylastirici yardimlar, yükte hafifletmeler yapilmalidir)
16.
Ictihad ile ictihad nakzolunmaz
(Ictihadlar catisdiginda birisi tercih edilip digerine göre verilen hükümler yok sayilamaz)
15.
Ale hilafil kiyas sabit olan sey saire makisun aleyh olmaz.
(Ayet ve hadisle sabit bir hükme kiyaslandiginda caiz olmamasi gereken bir sey kiyasa muhalif oldugu halde baska bir ayet ve hadis ile caiz kilinmis ise, buna kiyas ederek baska kiyasa muhalif seyler de caiz kilinmaya kalkilmaz.)
14.
Mevridi nasda ictihada mesagh yoktur.
(ayet ve hadisin bulundugu yerde ictihadin yeri yoktur)
13.
Tasrih mukabelesinde delalete itibar yoktur.
(Acikca ifade edilen bir sartin yer aldigi durumda, o sarti bazi ön maddelerin delaleti ile yok saymak yoktur.)