Köylünün biri pazarda kaz satıyormuş. Tüm kazları elinden çıkarmış, bir tanesi elinde kalmış. 'Bari sinemaya gideyim de bir film seyredeyim' demiş. Ama kazla içeriye sokmamışlar. Köylü de dışarı çıkıp kazı şalvarının içine saklayarak sinemaya girmeyi başarmış. Karanlıkta bir koltuğa oturmuş. Yanındaki yaşlıca kadın çekirdek çıtlatıyormuş. Çıtırtılardan etkilenen kaz, başını dışarı çıkarıp hanımın attığı kabukları yutmaya başlamış. Hanım bir süre sonra ağzı açılıp duran karartıyı fark etmiş: 'Allah Allah demiş, gördüm de, kırk yıldır hiç böylesini görmedim.' :))
Göç eden yaban kazlarını havada süzülürken hiç izlediniz mi?
Eğer izlediyseniz 'V' şeklinde bir formasyonla uçtuklarını görmüşsünüzdür... Bilim adamları kazların neden bu şekilde uçtuklarını araştırdıklarında kazların hiç de 'kaz kafalı' olmadıkları, hatta kazların yaşamından bizlerin de yaşamımıza aktarabileceğimiz noktaların bulunduğunu vurgulamışlardır...
- 'V' şeklinde uçulduğunda, uçan her kaz kanat çırptığında arkasındaki kaz için onu kaldıran bir hava akımı yaratıyormuş, böylece 'V' şeklinde bir formasyonda uçan kaz grubu, birbirlerinin kanat çırpışları sonucu ortaya çıkan hava akımını kullanarak uçuş menzillerini %70 oranında uzatıyorlarmış. Yani, tek başına gidebilecekleri maksimum yolu grup halinde neredeyse ikiye katlıyorlarmış.
- Bir kaz 'V' grubundan ayrıldığı anda uçmakta güçlük çekiyor. Çünkü diğer kazların yarattığı hava akımının dışında kaldığından genellikle gruba tekrar katılarak hava akımını kullanarak yoluna devam ediyor.
- 'V' grubunun başında giden kaz doğal olarak hava akımından yararlanamamakta ve diğer kazlara oranla daha çabuk yorulmakta bu nedenle grubun hızını düşürmekte bunun sonucunda lider durumundaki kaz en arkaya geçince hemen ardındaki kaz lider konumuna girmekte, bu değişim çok sık yapılarak bütün kazların grubun her noktasında yer alması sağlanıyor.
- Grubun hızı yavaşladığında gerideki kazlar daha hızlı gitmek üzere öndekileri bağırarak uyarıyorlar.
- Gruptaki bir kaz hastalanırsa ya da bir avcı tarafından vurulup uçamayacak duruma gelirse; düşen kaza yardım etmek için gruptan iki kaz ayrılarak o kazı korumak üzere hasta ve/veya yaralı kazın yanına giderek tekrar uçabilene (ya da ölürse ölümüne kadar) onunla beraber kalıyorlar. (Asla terk etmiyorlar) Daha sonra kendilerine başka bir kaz grubu bularak katılıyorlar. Yeni kaz grubu bu şekilde gruba katılmak isteyen kazları reddetmiyorlar.
Belli bir hedefi olan ve buna ulaşmak için bir araya gelen insanlar, hedeflerine daha kolay ve çabuk erişirler. Eğer kafamız bir kaz kadar çalışıyorsa; bizimle aynı yöne gidenlerle bilgi alışverişini ve işbirliğini sürekli hale getiririz. Yaptığınız her işi, yeri ve zamanı geldiğinde başkasına bırakmak gerekiyor. Bu bizim için olduğu kadar diğerleri için de iyidir. İlerlemek ve yol almak için bazen başkalarının uyarılarına gereksinim duyarız, bundan alınmamalıyız, aksine böyle uyarıları sevinç ve takdirle karşılamalıyız. Paylaşmanın ve yardımlaşmanın önemini paylaşılamadığı ve yardım alınamadığı zaman değil olabildiğince yapmalıyız.
Köylünün biri pazarda kaz satıyormuş. Tüm kazları elinden çıkarmış, bir tanesi elinde kalmış. 'Bari sinemaya gideyim de bir film seyredeyim' demiş. Ama kazla içeriye sokmamışlar. Köylü de dışarı çıkıp kazı şalvarının içine saklayarak sinemaya girmeyi başarmış. Karanlıkta bir koltuğa oturmuş. Yanındaki yaşlıca kadın çekirdek çıtlatıyormuş. Çıtırtılardan etkilenen kaz, başını dışarı çıkarıp hanımın attığı kabukları yutmaya başlamış. Hanım bir süre sonra ağzı açılıp duran karartıyı fark etmiş: 'Allah Allah demiş, gördüm de, kırk yıldır hiç böylesini görmedim.' :))
Kaz gelen yerden tavuk esirgenmez...
Temel kazı yapınca..... Fadime hasetlikten çatlamış. ;)
Ya işte 'Hayvan'ın kaz'ı! '
Arkada?ymyn kazynyn boynunu tav?any yssyrmy?.tav?an yapmaz dimii,yapty i?te.
Ylerleyen günlerde tav?an yahnisi yicez.Allahhhh
Kusturica filmlerinde bolca bulunan kuşlar...
Göç eden yaban kazlarını havada süzülürken hiç izlediniz mi?
Eğer izlediyseniz 'V' şeklinde bir formasyonla uçtuklarını görmüşsünüzdür... Bilim adamları kazların neden bu şekilde uçtuklarını araştırdıklarında kazların hiç de 'kaz kafalı' olmadıkları, hatta kazların yaşamından bizlerin de yaşamımıza aktarabileceğimiz noktaların bulunduğunu vurgulamışlardır...
- 'V' şeklinde uçulduğunda, uçan her kaz kanat çırptığında arkasındaki kaz için onu kaldıran bir hava akımı yaratıyormuş, böylece 'V' şeklinde bir formasyonda uçan kaz grubu, birbirlerinin kanat çırpışları sonucu ortaya çıkan hava akımını kullanarak uçuş menzillerini %70 oranında uzatıyorlarmış. Yani, tek başına gidebilecekleri maksimum yolu grup halinde neredeyse ikiye katlıyorlarmış.
- Bir kaz 'V' grubundan ayrıldığı anda uçmakta güçlük çekiyor. Çünkü diğer kazların yarattığı hava akımının dışında kaldığından genellikle gruba tekrar katılarak hava akımını kullanarak yoluna devam ediyor.
- 'V' grubunun başında giden kaz doğal olarak hava akımından yararlanamamakta ve diğer kazlara oranla daha çabuk yorulmakta bu nedenle grubun hızını düşürmekte bunun sonucunda lider durumundaki kaz en arkaya geçince hemen ardındaki kaz lider konumuna girmekte, bu değişim çok sık yapılarak bütün kazların grubun her noktasında yer alması sağlanıyor.
- Grubun hızı yavaşladığında gerideki kazlar daha hızlı gitmek üzere öndekileri bağırarak uyarıyorlar.
- Gruptaki bir kaz hastalanırsa ya da bir avcı tarafından vurulup uçamayacak duruma gelirse; düşen kaza yardım etmek için gruptan iki kaz ayrılarak o kazı korumak üzere hasta ve/veya yaralı kazın yanına giderek tekrar uçabilene (ya da ölürse ölümüne kadar) onunla beraber kalıyorlar. (Asla terk etmiyorlar) Daha sonra kendilerine başka bir kaz grubu bularak katılıyorlar. Yeni kaz grubu bu şekilde gruba katılmak isteyen kazları reddetmiyorlar.
Belli bir hedefi olan ve buna ulaşmak için bir araya gelen insanlar, hedeflerine daha kolay ve çabuk erişirler. Eğer kafamız bir kaz kadar çalışıyorsa; bizimle aynı yöne gidenlerle bilgi alışverişini ve işbirliğini sürekli hale getiririz. Yaptığınız her işi, yeri ve zamanı geldiğinde başkasına bırakmak gerekiyor. Bu bizim için olduğu kadar diğerleri için de iyidir. İlerlemek ve yol almak için bazen başkalarının uyarılarına gereksinim duyarız, bundan alınmamalıyız, aksine böyle uyarıları sevinç ve takdirle karşılamalıyız. Paylaşmanın ve yardımlaşmanın önemini paylaşılamadığı ve yardım alınamadığı zaman değil olabildiğince yapmalıyız.
Kaynak: ?