GÜZEL DOSTLAR.. DİKKAT...! Siyasi bir algı ve anlayış, inançların içine yerleşince, siyasetin ilke ve yöntemleri inançların yerini almaya başlar. Bir de bakmışsınız ki Allah'ın ve onun elçisinin buyrukları değil, peşinde olduğunuz siyasetçinin nutukları sizin ilkeleriniz ve inançlarınız haline gelmeye başlar.. Sonra hesap günü üzülürsünüz... Demedi demeyin..????
BETON KAFA Bazı insanlarla konuşabilmek ve anlaşabilmek zor zanaat. Genetiği çimento olmalı ki biraz su katınca betonlaşıyor kişilikleri.. "Beton Kafa" tabiri oradan geliyor herhal...? Donmuş, katılaşmış, geçirgenlik özelliğini kaybetmiş. Ne söyleseniz ne yapsanız etkilenmeyen, donmuş, katılaşmış kişilik. Dinler gibi yapar, dinlemez; anlar gibi bakar, anlamaz. Söylediğiniz tüm şeyler karşınızdaki betona çarpar ve size geri döner. Konuşmaya başladığında konu hakkında şeyhinden, siyasi liderinden duyduğu şeyleri kendi aklının süzgecinden geçirmeden papağan gibi size tekrarlar.. Bu kişiler kendilerini dondurdukları ve her şeye kapattıkları için değişik düşünceleri kabul etmezler. Bu insanlar genelde aklını kiraya vermiş ya da beynini farklılıklara kapatmış insanlardır. Kendi doğrularından ya da aklını kiraya verdiği liderinin, şeyhinin ifade ettiği sabitelerden farklı söylemlere itibar etmezler. Bunun temelinde kocaman bir beton EGO vardır. O EGO kendini yücelttiği kadar bağlı olduğu siyasiyi de yüceltir. Ona toz kondurmaz. İnsanlığın evrensel değerleri, ahlaki ve dini değerler onun için sadece retorik bir önem taşır. Onları sözlerinde süs malzemesi olarak kullanır. Önemli olan aklını kiralayan şeyhinin, siyasi liderinin söylemleridir. Onlar önemlidir ve her şeyin üstünde konumlanır. Bu beton kafanın dini söylem ve eylemleri de bu minvaldedir. Kuranı okumayı pek sevmediklerinden aidiyet duydukları kişilerin din yorumları onlar için dindir...Mesela bir Arap örfü olan sakal bırakmak, cübbe, tespih, sağ elle yemek yemek, gireceği yere sağ-* ayakla girmek, hurma ile oruç açmak, yeni doğan çocuğuna Arap ya da Yahudi ismi koymak, sünnet olmak onlar için dindir. Şeyhinin önderinin koydukları dini sınırlar genel geçerdir. Genel geçer dediği dini değerleri işine geldiği zaman eğer, büker, çiğner geçer. Çıkarı gereği yalan söyler, sol elle yemek yemez ,kul hakkı yer, iftira eder, devletin malına ( beytül Mal) çöker. Sadisttir, ailesine eziyet eder. Adaleti gözetmez, zayıfı ezer. Faize kar payı diyerek insanları dolandırır. Bu hastalıklı tip malesef her yerde toplumu kuşatmış halde. Gittikçe ekonomik olarak gelişen ve semiren bu beton kişilik ülkenin kaderine hakim olduğunda, ülkeyi, kalkınmış, modern bir toplum olma yerine az gelişmiş bir Ortadoğu ülkesi konumuna getirmeye yeminli gözüküyor. Ahmet Yavaş
BETON KAFA Bazı insanlarla konuşabilmek ve anlaşabilmek zor zanaat. Genetiği çimento olmalı ki biraz su katınca betonlaşıyor kişilikleri.. "Beton Kafa" tabiri oradan geliyor herhal...? Donmuş, katılaşmış, geçirgenlik özelliğini kaybetmiş. Ne söyleseniz ne yapsanız etkilenmeyen, donmuş, katılaşmış kişilik. Dinler gibi yapar, dinlemez; anlar gibi bakar, anlamaz. Söylediğiniz tüm şeyler karşınızdaki betona çarpar ve size geri döner. Konuşmaya başladığında konu hakkında şeyhinden, siyasi liderinden duyduğu şeyleri kendi aklının süzgecinden geçirmeden papağan gibi size tekrarlar.. Bu kişiler kendilerini dondurdukları ve her şeye kapattıkları için değişik düşünceleri kabul etmezler. Bu insanlar genelde aklını kiraya vermiş ya da beynini farklılıklara kapatmış insanlardır. Kendi doğrularından ya da aklını kiraya verdiği liderinin, şeyhinin ifade ettiği sabitelerden farklı söylemlere itibar etmezler. Bunun temelinde kocaman bir beton EGO vardır. O EGO kendini yücelttiği kadar bağlı olduğu siyasiyi de yüceltir. Ona toz kondurmaz. İnsanlığın evrensel değerleri, ahlaki ve dini değerler onun için sadece retorik bir önem taşır. Onları sözlerinde süs malzemesi olarak kullanır. Önemli olan aklını kiralayan şeyhinin, siyasi liderinin söylemleridir. Onlar önemlidir ve her şeyin üstünde konumlanır. Bu beton kafanın dini söylem ve eylemleri de bu minvaldedir. Kuranı okumayı pek sevmediklerinden aidiyet duydukları kişilerin din yorumları onlar için dindir...Mesela bir Arap örfü olan sakal bırakmak, cübbe, tespih, sağ elle yemek yemek, gireceği yere sağ-* ayakla girmek, hurma ile oruç açmak, yeni doğan çocuğuna Arap ya da Yahudi ismi koymak, sünnet olmak onlar için dindir. Şeyhinin önderinin koydukları dini sınırlar genel geçerdir. Genel geçer dediği dini değerleri işine geldiği zaman eğer, büker, çiğner geçer. Çıkarı gereği yalan söyler, sol elle yemek yemez ,kul hakkı yer, iftira eder, devletin malına ( beytül Mal) çöker. Sadisttir, ailesine eziyet eder. Adaleti gözetmez, zayıfı ezer. Faize kar payı diyerek insanları dolandırır. Bu hastalıklı tip malesef her yerde toplumu kuşatmış halde. Gittikçe ekonomik olarak gelişen ve semiren bu beton kişilik ülkenin kaderine hakim olduğunda, ülkeyi, kalkınmış, modern bir toplum olma yerine az gelişmiş bir Ortadoğu ülkesi konumuna getirmeye yeminli gözüküyor. Ahmet Yavaş
BETON KAFA Bazı insanlarla konuşabilmek ve anlaşabilmek zor zanaat. Genetiği çimento olmalı ki biraz su katınca betonlaşıyor kişilikleri.. "Beton Kafa" tabiri oradan geliyor herhal...? Donmuş, katılaşmış, geçirgenlik özelliğini kaybetmiş. Ne söyleseniz ne yapsanız etkilenmeyen, donmuş, katılaşmış kişilik. Dinler gibi yapar, dinlemez; anlar gibi bakar, anlamaz. Söylediğiniz tüm şeyler karşınızdaki betona çarpar ve size geri döner. Konuşmaya başladığında konu hakkında şeyhinden, siyasi liderinden duyduğu şeyleri kendi aklının süzgecinden geçirmeden papağan gibi size tekrarlar.. Bu kişiler kendilerini dondurdukları ve her şeye kapattıkları için değişik düşünceleri kabul etmezler. Bu insanlar genelde aklını kiraya vermiş ya da beynini farklılıklara kapatmış insanlardır. Kendi doğrularından ya da aklını kiraya verdiği liderinin, şeyhinin ifade ettiği sabitelerden farklı söylemlere itibar etmezler. Bunun temelinde kocaman bir beton EGO vardır. O EGO kendini yücelttiği kadar bağlı olduğu siyasiyi de yüceltir. Ona toz kondurmaz. İnsanlığın evrensel değerleri, ahlaki ve dini değerler onun için sadece retorik bir önem taşır. Onları sözlerinde süs malzemesi olarak kullanır. Önemli olan aklını kiralayan şeyhinin, siyasi liderinin söylemleridir. Onlar önemlidir ve her şeyin üstünde konumlanır. Bu beton kafanın dini söylem ve eylemleri de bu minvaldedir. Kuranı okumayı pek sevmediklerinden aidiyet duydukları kişilerin din yorumları onlar için dindir...Mesela bir Arap örfü olan sakal bırakmak, cübbe, tespih, sağ elle yemek yemek, gireceği yere sağ-* ayakla girmek, hurma ile oruç açmak, yeni doğan çocuğuna Arap ya da Yahudi ismi koymak, sünnet olmak onlar için dindir. Şeyhinin önderinin koydukları dini sınırlar genel geçerdir. Genel geçer dediği dini değerleri işine geldiği zaman eğer, büker, çiğner geçer. Çıkarı gereği yalan söyler, sol elle yemek yemez ,kul hakkı yer, iftira eder, devletin malına ( beytül Mal) çöker. Sadisttir, ailesine eziyet eder. Adaleti gözetmez, zayıfı ezer. Faize kar payı diyerek insanları dolandırır. Bu hastalıklı tip malesef her yerde toplumu kuşatmış halde. Gittikçe ekonomik olarak gelişen ve semiren bu beton kişilik ülkenin kaderine hakim olduğunda, ülkeyi, kalkınmış, modern bir toplum olma yerine az gelişmiş bir Ortadoğu ülkesi konumuna getirmeye yeminli gözüküyor. Ahmet Yavaş
Futbol fanatizmi en revaçta olanı. Aidiyet duygusunun bir meşin yuvarlağa atılan kördüğümü. Tribünlerde 'ölmeye ölmeye ölmeye geldik' diye bağıran fanatiklerde cabası.Komik bir durum. 'Ölün o zaman..! ' diye bağırmazki hiç kimse.Ah..! Bir tanesi 'deşarj oluyorum' demişti. Ceddimizdeki savaş nidalarının bir izdüşümü olmalı bu durum. Bir 'top' için; değer mi? Bağırmadan olmazsa sok kafanı su dolu bir kovaya avazın çıkanakadar bağır. Gulu..gulu..gulu.. Bu daha eğlenceli bence.. Rakip takımdan dayak yeme riski de yok, 'ölmeye geldik' misali söylenen yalan da..
GÜZEL DOSTLAR..
DİKKAT...!
Siyasi bir algı ve anlayış, inançların içine yerleşince, siyasetin ilke ve yöntemleri inançların yerini almaya başlar.
Bir de bakmışsınız ki Allah'ın ve onun elçisinin buyrukları değil, peşinde olduğunuz siyasetçinin nutukları sizin ilkeleriniz ve inançlarınız haline gelmeye başlar..
Sonra hesap günü üzülürsünüz...
Demedi demeyin..????
BETON KAFA
Bazı insanlarla konuşabilmek ve anlaşabilmek zor zanaat. Genetiği çimento olmalı ki biraz su katınca betonlaşıyor kişilikleri.. "Beton Kafa" tabiri oradan geliyor herhal...? Donmuş, katılaşmış, geçirgenlik özelliğini kaybetmiş. Ne söyleseniz ne yapsanız etkilenmeyen, donmuş, katılaşmış kişilik. Dinler gibi yapar, dinlemez; anlar gibi bakar, anlamaz. Söylediğiniz tüm şeyler karşınızdaki betona çarpar ve size geri döner. Konuşmaya başladığında konu hakkında şeyhinden, siyasi liderinden duyduğu şeyleri kendi aklının süzgecinden geçirmeden papağan gibi size tekrarlar..
Bu kişiler kendilerini dondurdukları ve her şeye kapattıkları için değişik düşünceleri kabul etmezler. Bu insanlar genelde aklını kiraya vermiş ya da beynini farklılıklara kapatmış insanlardır. Kendi doğrularından ya da aklını kiraya verdiği liderinin, şeyhinin ifade ettiği sabitelerden farklı söylemlere itibar etmezler. Bunun temelinde kocaman bir beton EGO vardır. O EGO kendini yücelttiği kadar bağlı olduğu siyasiyi de yüceltir. Ona toz kondurmaz.
İnsanlığın evrensel değerleri, ahlaki ve dini değerler onun için sadece retorik bir önem taşır. Onları sözlerinde süs malzemesi olarak kullanır. Önemli olan aklını kiralayan şeyhinin, siyasi liderinin söylemleridir. Onlar önemlidir ve her şeyin üstünde konumlanır.
Bu beton kafanın dini söylem ve eylemleri de bu minvaldedir. Kuranı okumayı pek sevmediklerinden aidiyet duydukları kişilerin din yorumları onlar için dindir...Mesela bir Arap örfü olan sakal bırakmak, cübbe, tespih, sağ elle yemek yemek, gireceği yere sağ-* ayakla girmek, hurma ile oruç açmak, yeni doğan çocuğuna Arap ya da Yahudi ismi koymak, sünnet olmak onlar için dindir.
Şeyhinin önderinin koydukları dini sınırlar genel geçerdir. Genel geçer dediği dini değerleri işine geldiği zaman eğer, büker, çiğner geçer. Çıkarı gereği yalan söyler, sol elle yemek yemez ,kul hakkı yer, iftira eder, devletin malına ( beytül Mal) çöker. Sadisttir, ailesine eziyet eder. Adaleti gözetmez, zayıfı ezer. Faize kar payı diyerek insanları dolandırır.
Bu hastalıklı tip malesef her yerde toplumu kuşatmış halde. Gittikçe ekonomik olarak gelişen ve semiren bu beton kişilik ülkenin kaderine hakim olduğunda, ülkeyi, kalkınmış, modern bir toplum olma yerine az gelişmiş bir Ortadoğu ülkesi konumuna getirmeye yeminli gözüküyor.
Ahmet Yavaş
BETON KAFA
Bazı insanlarla konuşabilmek ve anlaşabilmek zor zanaat. Genetiği çimento olmalı ki biraz su katınca betonlaşıyor kişilikleri.. "Beton Kafa" tabiri oradan geliyor herhal...? Donmuş, katılaşmış, geçirgenlik özelliğini kaybetmiş. Ne söyleseniz ne yapsanız etkilenmeyen, donmuş, katılaşmış kişilik. Dinler gibi yapar, dinlemez; anlar gibi bakar, anlamaz. Söylediğiniz tüm şeyler karşınızdaki betona çarpar ve size geri döner. Konuşmaya başladığında konu hakkında şeyhinden, siyasi liderinden duyduğu şeyleri kendi aklının süzgecinden geçirmeden papağan gibi size tekrarlar..
Bu kişiler kendilerini dondurdukları ve her şeye kapattıkları için değişik düşünceleri kabul etmezler. Bu insanlar genelde aklını kiraya vermiş ya da beynini farklılıklara kapatmış insanlardır. Kendi doğrularından ya da aklını kiraya verdiği liderinin, şeyhinin ifade ettiği sabitelerden farklı söylemlere itibar etmezler. Bunun temelinde kocaman bir beton EGO vardır. O EGO kendini yücelttiği kadar bağlı olduğu siyasiyi de yüceltir. Ona toz kondurmaz.
İnsanlığın evrensel değerleri, ahlaki ve dini değerler onun için sadece retorik bir önem taşır. Onları sözlerinde süs malzemesi olarak kullanır. Önemli olan aklını kiralayan şeyhinin, siyasi liderinin söylemleridir. Onlar önemlidir ve her şeyin üstünde konumlanır.
Bu beton kafanın dini söylem ve eylemleri de bu minvaldedir. Kuranı okumayı pek sevmediklerinden aidiyet duydukları kişilerin din yorumları onlar için dindir...Mesela bir Arap örfü olan sakal bırakmak, cübbe, tespih, sağ elle yemek yemek, gireceği yere sağ-* ayakla girmek, hurma ile oruç açmak, yeni doğan çocuğuna Arap ya da Yahudi ismi koymak, sünnet olmak onlar için dindir.
Şeyhinin önderinin koydukları dini sınırlar genel geçerdir. Genel geçer dediği dini değerleri işine geldiği zaman eğer, büker, çiğner geçer. Çıkarı gereği yalan söyler, sol elle yemek yemez ,kul hakkı yer, iftira eder, devletin malına ( beytül Mal) çöker. Sadisttir, ailesine eziyet eder. Adaleti gözetmez, zayıfı ezer. Faize kar payı diyerek insanları dolandırır.
Bu hastalıklı tip malesef her yerde toplumu kuşatmış halde. Gittikçe ekonomik olarak gelişen ve semiren bu beton kişilik ülkenin kaderine hakim olduğunda, ülkeyi, kalkınmış, modern bir toplum olma yerine az gelişmiş bir Ortadoğu ülkesi konumuna getirmeye yeminli gözüküyor.
Ahmet Yavaş
BETON KAFA
Bazı insanlarla konuşabilmek ve anlaşabilmek zor zanaat. Genetiği çimento olmalı ki biraz su katınca betonlaşıyor kişilikleri.. "Beton Kafa" tabiri oradan geliyor herhal...? Donmuş, katılaşmış, geçirgenlik özelliğini kaybetmiş. Ne söyleseniz ne yapsanız etkilenmeyen, donmuş, katılaşmış kişilik. Dinler gibi yapar, dinlemez; anlar gibi bakar, anlamaz. Söylediğiniz tüm şeyler karşınızdaki betona çarpar ve size geri döner. Konuşmaya başladığında konu hakkında şeyhinden, siyasi liderinden duyduğu şeyleri kendi aklının süzgecinden geçirmeden papağan gibi size tekrarlar..
Bu kişiler kendilerini dondurdukları ve her şeye kapattıkları için değişik düşünceleri kabul etmezler. Bu insanlar genelde aklını kiraya vermiş ya da beynini farklılıklara kapatmış insanlardır. Kendi doğrularından ya da aklını kiraya verdiği liderinin, şeyhinin ifade ettiği sabitelerden farklı söylemlere itibar etmezler. Bunun temelinde kocaman bir beton EGO vardır. O EGO kendini yücelttiği kadar bağlı olduğu siyasiyi de yüceltir. Ona toz kondurmaz.
İnsanlığın evrensel değerleri, ahlaki ve dini değerler onun için sadece retorik bir önem taşır. Onları sözlerinde süs malzemesi olarak kullanır. Önemli olan aklını kiralayan şeyhinin, siyasi liderinin söylemleridir. Onlar önemlidir ve her şeyin üstünde konumlanır.
Bu beton kafanın dini söylem ve eylemleri de bu minvaldedir. Kuranı okumayı pek sevmediklerinden aidiyet duydukları kişilerin din yorumları onlar için dindir...Mesela bir Arap örfü olan sakal bırakmak, cübbe, tespih, sağ elle yemek yemek, gireceği yere sağ-* ayakla girmek, hurma ile oruç açmak, yeni doğan çocuğuna Arap ya da Yahudi ismi koymak, sünnet olmak onlar için dindir.
Şeyhinin önderinin koydukları dini sınırlar genel geçerdir. Genel geçer dediği dini değerleri işine geldiği zaman eğer, büker, çiğner geçer. Çıkarı gereği yalan söyler, sol elle yemek yemez ,kul hakkı yer, iftira eder, devletin malına ( beytül Mal) çöker. Sadisttir, ailesine eziyet eder. Adaleti gözetmez, zayıfı ezer. Faize kar payı diyerek insanları dolandırır.
Bu hastalıklı tip malesef her yerde toplumu kuşatmış halde. Gittikçe ekonomik olarak gelişen ve semiren bu beton kişilik ülkenin kaderine hakim olduğunda, ülkeyi, kalkınmış, modern bir toplum olma yerine az gelişmiş bir Ortadoğu ülkesi konumuna getirmeye yeminli gözüküyor.
Ahmet Yavaş
Zamanında benim de etkisinde kaldığım, bir kişilik zaafıdır..
Futbol fanatizmi en revaçta olanı.
Aidiyet duygusunun bir meşin yuvarlağa atılan kördüğümü. Tribünlerde 'ölmeye ölmeye ölmeye geldik' diye bağıran fanatiklerde cabası.Komik bir durum. 'Ölün o zaman..! ' diye bağırmazki hiç kimse.Ah..! Bir tanesi 'deşarj oluyorum' demişti. Ceddimizdeki savaş nidalarının bir izdüşümü olmalı bu durum. Bir 'top' için; değer mi? Bağırmadan olmazsa sok kafanı su dolu bir kovaya avazın çıkanakadar bağır. Gulu..gulu..gulu.. Bu daha eğlenceli bence.. Rakip takımdan dayak yeme riski de yok, 'ölmeye geldik' misali söylenen yalan da..
aklın bastan uzak di,yarlara yolculugu..................
Bence en iyi açıklayanşey makinalı tüfeklerin üzerine koşan canını ülkesi için hiçe sayan Türk,Japon,ve çinli askerlerin yaptığı kahramanlıklardır.
Ben bir Fanatiğim.
Yok ya o böyle bişi değildi..... Hah.. bende bir Radikalim.
fanatizm heryerdedir.iyice etrafımıza bakarsak bunu görürüz
tabiki futbol! ..