Kültür Sanat Edebiyat Şiir

27 harfli Türkçe kelimeler sizce ne demek, 27 harfli Türkçe kelimeler size neyi çağrıştırıyor?

27 harfli Türkçe kelimeler terimi Seu Kuyt tarafından tarihinde eklendi

  • Orçun Kareabıyık
    Orçun Kareabıyık

    türkcemize 2 harfin başka dillerden geldiğini çağrıştırıyor

  • Tuğrul Gerçel
    Tuğrul Gerçel

    Türk dili, alfabesi ve Türk kültürünün bir parçası

  • Tuba Koçak
    Tuba Koçak

    'kapkaragümrükleştiremediklerimizden' misiniz

    kent ozanları kasedinde erdinç ünü nün şarkısı..


    kaç kere geçtim güpe gündüz
    içsiz güçsüz ipsiz sapsız
    yıkkın bıkkın zehir zıkkım
    kapkaragümrüklerinizle reziller gibi içtim güpe gündüz
    deliler gibi didinip durdum bir köşede
    neler neler uydurdum derken usul usul sustu usul

    ve bir akşam ki o akşam mı yalnız ben yaşamıştım
    baş ucumdaydınız evet ne varsa sizde vardı
    gün bugün beklenti ihanet
    ihanet zafer ve kıyamet
    dokunuşun yok oluşun dokunuşun yok oluşun
    yok olşun en güzeliydiniz
    gemiler duruyordu yanı başımızda birer kişilik
    gemiler birer birer kayboluyordu duramazdım
    dokunuşun yok oluşun dokunuşun yok oluşun
    yok olşun en güzeliydiniz
    ve bir akşam ki o akşamı yapayalnız yaşamıştım
    güzelim elleriniz elleriniz boşunaydı
    gözlerin güzelim gözlerinizden uzaktaydı
    giden kimdi bu sefil kentte kalan kimdi
    ve bir akşam yanı başınızda taş yağmıştı başıma
    ve artık olan olmuştu bana..
    ve bize ve bizim biricik batasıca sevgili kapkarakaragümrüklerimize
    dokunuşun yokuluşun dokunuşun yokuluşun
    yok olşun en güzeliydiniz

  • Feyza Yüksel
    Feyza Yüksel

    uzunçamaltındayataruyuroğlu
    :)

  • Seu Kuyt
    Seu Kuyt

    Aslında başlığı kelime olara açacaktım; ama işte gece sersemliğime gelmiş.
    Burada Türkçe'nin ne kadar güzel bir dil oduğunu gösteren yazıyı asmak için açmıştım bu terimi:

    '27 harfli Türkçe kelimeler

    Zambak-Dilset’in bu sene üçüncüsünü gerçekleştirdiği “Uluslararası Yabancılar İçin Türkçe Yarışması”nda onur konuğu olarak bulunan Belçikalı Türkolog Prof. Dr. Johan Vandawalle ile Belçika’da görüşmemiz sırasında pek çok mesele üzerinde durduk.


    O, Türkçenin matematik ilmi gibi açık ve berrak bir yapıya sahip olduğunu, satranç oyunundaki birleştirmeler gibi mantıkî birleştirmeler imkânına sahip olduğunu söylüyor. “Türkçede bazı fiil köklerinden iki yüz bin civarında biçim türetilebilir. Ayrıca mesela bir görmek fiiline yapılacak eklemelerle, ‘görüştürülemeyebilecekmişiz’ kelimesinde olduğu gibi 27 harf bulunabilir. Bunu başka bir dilde yapamazsınız. Diğer dillerin ayrı yazılan müstakil ekleri ve kaidesizlikleri, hatta kaideleri olsa bile istisnaları hatta istisnaların da istisnaları çok kafa karıştırıcı. Yani onlarda Türkçedeki berraklık yok.”

    35 dili bilmenin verdiği geniş ufuk ve tespitlerle Türkçemiz hakkında görüşlerini beyan eden bu ilim adamı, aksansız konuşması, hoş telaffuzu ve detayları ifade eden Türkçe kelimeleri seçişleriyle dikkatimizi çekiyor. Bu durumu nasıl kazandığını sorduğumuzda “Türkçeyi tanıyıp hayran olduğum ilk günlerden itibaren hep Türkleri bulup onlarla Türkçe konuşmaya başladım. Mesela, Aydınlı bir arkadaşla tanışmıştık, ben mutlaka her hafta, hafta sonları evlerine gider, akşam yediden öbür gün sabah beşe kadar onunla Türkçe sohbet ederdim. Bunun için de Türk dili, kültürü ve sanatı ile ilgili on tane mühim soru hazırlar öyle giderdim.” diyor.

    O sırada Belçikalı Türk Parlamenter Cemal Çavdarlı ile telefonla görüşme imkanı oluyor. O, bize, Johan Vandawalle ile senelerdir tanışıp görüştüğünü söylüyor.

    Türkçe, Türk sanatı ve mutfağı hayranı Prof. Dr. Johan, Büyük Millet Meclisi Başkanı Bülent Arınç Bey’in himayelerinde yapılan bu Türkçe yarışmasının gelecek sene bir de akademisyenler boyutunun olmasını arzuluyor. Dilimizin dünya dili olmasından dolayı sürur duyuyor. Hatta Türkiye’den Belçika’ya döndüğünde aile bu durumu fark ederek kendisine “Sîmân değişmiş, mutluluğun her halinden belli oluyor! ” dediklerini ifade ediyor.

    Kendisine bir rüya gibi gelen bu program için “Her sene daha görkemli olmalı... Halkınızın ilgisi çok güzel. Ben Ankara’da Maraş vs. illerden gelmiş arabaların plakalarını gördüm! ” diyor.

    Arkadaşlarından kendisine e-posta ile pek çok tebrik gelmiş. O, bilhassa Türkolog olan akademisyen arkadaşlarına, “Ben sizden artık, tebrik ve takdir yerine Türkçe ile ilgili ufuk açıcı yazı ve tebliğler bekliyorum.” karşılığını yazmış.

    Türkçe öğrettiği öğrencilerinin, kendisinin tavsiyesi ile Türkiye’ye gittiklerini sonra da “Bizim ülkemiz, artık havası gibi bize soğuk geliyor. Türkiye’de insanlar ve insanî münasebetler sıcak! ” dediklerini hatta bazılarının gidip yerleştiklerini, bazılarının da yerleşmek istediklerini söylüyor.

    Türkçenin durum eklerinin çok mühim olduğunu, bunu öğrenmek istemeyip ‘ne lüzum var’ diye direnen öğrencilerinin Türkçeyi öğrenemediğini; ama teslim olanların kısa zamanda kavrayıp bellediklerini; kelimelerin doğru öğrenilip telaffuz edilmesinin çok mühim olduğunu hatta annesinin bir Türk lokantasında “bir” kelimesini yanlış kullanıp “Bana bira kola getiriniz” deyince garsonun kola yerine bira getirdiğini; Aydın taraflarında bir öğrencisinin meyve alırken satıcıya “Yıkar mısınız? ” diyeceğine yanlışlıkla “Yıkanır mısınız? ” deyince, “Ben pis miyim? Kirli miyim? ” diye kızgın bir karşılık aldığını söylüyor.

    Ayrıca kelimelerde isim seçimlerine de dikkat çeken Johan, “Napolyon, Hollanda’nın güney bölgesini alınca, ‘Herkes kendisine bir soyadı alsın’ diye emretmiş. Onlar da bu nasıl olsa geçici bir şey olur diye kendilerine gülünç soy isimleri seçmişler. Sonra da öylece yerleşip kalmış. Bu yüzden Güney Hollanda’da çok komik soy adları ile karşılaşırsınız.” diyor.

    11.07.2005 /Zaman/Abdullah Aymaz

  • Zekiye Güven
    Zekiye Güven

    katrankarasıkaralıyalnızlık.

  • Bilhan Erden
    Bilhan Erden

    birfincankahveiçinbirpennyy ;)