Her sabah yüz yüzeyiz seninle
Bazen dingin bazen neşeli
Bu gün hınzır bir ışık
yanar ela gözlerinde
O şeytan bakış ne öyle
Yüzünde alaylı gülümseme
Yazıyor duvarda, temeli adalet mülkün,
Adil olmak düşmez mi hâkime ilkin,
Yüzü gülmeli, olmalı sakin,
Hırçınlık sana yakışmıyor hâkim bey!
Daha duruşma başlamadan,
Ada vapuru sancaktan aborda etti iskeleye
Tuttu Miçolar halatı bağladı babaya
Yolcular kadınlı kızlı koştu kıyıya telaşlı
Düştü safra demir almaya hazır vapur
İtiş kakış alınan bilet kuyrukta geçiş
Islatmasın kirpiklerini
Akmasın yanağına gözyaşın
Boncuk boncuk
Ağlama çocuk
Dere yeşili gözlerin
Olmasın eleme gark
Eşek arısı soksun
Cümle kuran dilini
Beklenen iki laf
Bir muhabbet
Yıldız ve mehtap
Gönül, ahhh deli gönül;
İbrişimden bir kafes ördüm,
seni kafeste, uslu durur sandım.
Hercailiğin yine üstünde,
sen beni kandırdın.
Başedemem deli gönül,
Hatırladın mı sevgilim
Beyaz giydiğin o geceyi
Kına koymuştun avucunun içine
Birazda bulaştırmıştın kınayı
Tırnaklarının üstüne
Gelinliğin sürünürken yerde
Hafif bir esinti var,
Dalında yapraklar Sallanıyor,
Anne.!
Arı konmuş,
Açan kır çiçeklerine.
Güneş yükselmiş,
Mücevherin değerini mihenk taşı bilir
Gerçek ve sahtesi ayarı ölçülünce bilinir
Ne pazara çıkar ne de panayırda satılır
Hamuruna yoğrulurken mayası katılır
Yüzüne bakıp vitrine aldanma sakın
Rüzgâr kesildi bulut kanatsız
Yaprak kımıldamaz çok sessiz
Tünemiş kartal gökyüzü ıssız
Yıldızlar çok uzakta ve yalınız
Havada bulut tek tük uçuyor




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!