Egon uğruna,
Her yeri yakıp yıkıp giderken,
Hani bende kalan suretini de,
Öldürdün gittin.
Vefasız...
O ilmik ilmik,
Sustum
Tüm zincirlerimi kırarak
Koca İSTANBUL
Tıp oynuyordu.
Kalabalıklar içinde
Yasam sevinci
Gökteki yıldızların
Senede bir defa
Yer yüzüne sürüp geçmesi gibi
Değdi geçti sevdan yüreğime
Sen de benim için
Parıldayan ışıltısıyla
Be hey Tanrım!
İkinci bir şans,
Daha ver bana.
Yeniden doğayım ben,
Ben olarak.
Ağularımdan arıtılmış,
Sen benim dünyamın gökyüzüsün,
Gözlerinin ışığından kör oldum ben,
Sadece gözlerine bakıp
Susmak istiyorum,
Aylarca…
Oysa sen,
Gün ortasındayım,
Ama gün karanlık,
İçim ondan da karanlık…
Her yanım,
Yapış yapış hüzün ve keder
Öyle yada böyle,
Zamanla,
insan yaşadıkça,
Yeni şeyler öğreniyor.
Kendimizi,
Her konuda da
Telkinlerle eğitiyoruz.
Temmuzda gitti,
El sallayarak.
Dayanılmaz,
Kor gibi sıcaklıkları,
Ardınca sürükleye sürükleye,
Götürerek...
Önce annem,
Sonra babam....
Ayrı ayrı terk ettiler evi.
Belki bir hafta,
On gün sonra,
Tuhaf akşam ezikleri,
Terkedişinin keskin kokusu,
Sardı etrafımızı…
Bir çürümüşlük,
Eriyen, biten,
Yok olan bir şeylerin kokusu.
Varlığı biten bir şeyin,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!