saçımda yaşar soğuk rüzgar..
sessiz çığlıklar atar...
her acı başkasını çözer..
yorgun düşer dilekler..
istemem gelme hüzün,
Nerede doğmuşsam orada kaldım,
Susmayan yazılardan keyif aldım,
Serüvenlerimde çoğu yaya kaldım.
İnsana hayata dair
Beceriksizce düşünüp durdum
Bir tutam yeşil türkü,
Kurakta kuru
Yağmurda bereketli..
Kulak ver ağlamaklı kavala,
Koş yalınayak yüreği nakışlı tarlalarda..
İlginç anılar, içe kapanışlar,
Derinde hayali, gerçek çatışmalar..
Yazdıkça, konuştukça eksiliyorum
Anlatırsam ölürüm sanıyorum..
Ruhum görevde, ikizini arıyor
Görürüm dünyayı gitgide koyu,
Değmedi gözüme bir fiske uyku,
Saat sabahın üçü oldu...
Yaş değdi, gözlerim parçalı bulutlu...
Yüreğim balık; karaya vurdu....
Dolaştım eski sokaklarında,
İki arada bir derede bu şehirde
Kilit vurdum kalemime..
Hüzün ağaçlardan döküldü
Kızıl tüller giymiş akşam güneşi..
Görüp elli,
dayadığım merdiveni....
hazırlanıp beklemesin beni diye;
usulca geçtim ayaklarımın ucunda kırkyediye.....
Başa çıkamadığı hayatta,
Yaşayabilse yüzlerce kıyılı yerlerde..
Gelmeden tortusu yaşamın
Birer ada armağan edebilse hep sevdiklerine...
Mayın tarlasında açan yürekli çiçek,
Ellerim uzanır koparamaz
Yaşamak yürek ister, mangal yürek..
Uzun gecenin sabahında,
Çiçek açmış düş yollarında
Çağırırım içimdeki sesi dizimin dibine,
Pencereme sığan yıldızların önüne..
Saçlarından tutunurum dünyaya...
Elim kolum bağlı yönü belirsiz yolda
Ağır dizelerin dizginleri boşta...
NALAN KAZAZOĞLU
VE
“AYRIK OTU”
“Aynını tekrarlar bitime kadar
Ömür sürer bazıları
Dört yapraklı yoncayı arar gizliden
Aykırı ayrık otları
Ayak uyduramaz sıkılırlar gidişten…”
Nalan KAZAZOĞLU’ nun “Ayrık Otu” başlıklı şiiri, işte bu… “Çok az sözc ...