sarı saçlım,
yeşil gözlüm,
gönlü kalabalığım,
dili şeker oğlum.
analığımın ilk heyecanı,
ilk göz ağrım benim.
çok eskilerde bir koku vardı
şimdi yok;
tüm renkler avucumun içindeydi
ama şimdi yok...
bir zamanlar yokluk çekerdik,
bir şehir var düşlerimde
nereye diye sormamalı hiç kimse.
alıp başımı gitmeliyim ona
çok katlı bir binanın en son katında,
denizini...gökdelenini...gecekondusunu;
ona ait olan herşeyi
siz hep olmuş
ve olan şeylere inandınız
bense hiç olmamış
hiç yaşanmamışlardan konuşmuştum
dinlemediniz
ya da dinlemekten korktunuz
hep aynı yara bu
hep aynı yara yürekleri kanatan
bu yüzden korkar herkes yalnızlıktan
korkar kendiyle hesaplaşmaktan.
sen de korkar mısın güzelim,
gülüm...
dilimiz konuşabiliyor hala ama...korkak
kulaklarımız işitiyor sesleri ama...sağır
gözlerimiz ayırdediyor renkleri ama...kör
oysa nasıl da arsızca seviyoruz seni...
deymeyince parmak uçlarımız yere
o güzelim derinlerinden,
her renginin vazgeçilmez olduğu
şu güzelim memlekette,
namussuza namuslu
namusluya namussuz diyen
namussuzlar varmış;
namusun ne olduğunu anladığımda başladı.
ne olur bana düşlediğim gibi gelsen.
unutsan karı... tipiyi
yaz gibi gelsen.
içindeki çocukla gelsen bana
çocuk sevincinde ısınsam
çocuk kalsam seninle...büyümesem
hep uzaklara gitsem derdi babam
çok uzaklara...
bizi bırakıp gidecek
onsuz kalacağız diye ağlardım
bahsettiği uzaklar
gittiği değildi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!