razı olmayı öğrettiler sana
ve şükretmeyi.
‘'bana dokunmayan yılan bin yaşasın''ları,
bencilliği öğrettiler.
duvarlarını hep yüksek tutmayı öğrettiler,
dolaşıp durdun kendi ekseninde.
küçük bir sandal olsaydın
bir sağa bir sola çalkalanan.
serin sabahlarda,
yaprak üzerinde titreyen
çiğ tanesi olsaydın.
gökyüzünde bir yıldız olsaydın
sevince
herşey bir başka olur.
pencereni açar bakarsın
deniz daha bir mavi
dağlar daha bir yeşil.
kollarını açar rüzgarı kucaklarsın,
bırak öylece bakayım gözlerine,
bana hesap sorma
sadece burada ol yanıbaşımda.
ellerini alıp avuçlarıma,
parmaklarına öpücük kondurayım.
sonra bırak gezinsin yüzünde ellerim.
gemi sökümde öylece beklersin yazgını
hala mağrur...hala yıkılmazsın
ve hala kırgınsın rüzgara...
hep rotanı izledin de ne oldu sanki
kimbilir kaç limandan boş döndün
kimbilir kaç koyda kaldı gönlün.
aşk hiç değil ki
dudağında kaldı diye bir dudak izi
yüreğinde kaldı diye bir küçük sızı
dokundunsa bir bedenin sıcaklığına
ve onu arıyorsan başka başka bedenlerde
güldürme beni
yüreğin talan olmuş kırmızı gül bahçesi,
yüreğin kendi dikeninden kan revan.
a benim gönlümün gülü
gönlümün tek eşi;
gözlerinde denizi gördüğüm adam.
tek kişilik seyehatimsin
dinlediğin şarkıda,
okuduğun şiirde,
bir romanda bul beni...
soğuk dokunuşa sor
bahara sor...yaza sor
öğrendikçe daha bir artacak bilmek istediklerin
bildikçe daha bir çoğalacak değerlerin
inandıkça, güvendikçe anlayacaksın yaşadığını
sevdikçe öğreneceksin hayatın yaşanılası olduğunu
öğrendikçe, sevdikçe daha çok acı çekeceksen de
özgür olacaksın,ayak direyeceksin onurunla
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!