Nerdesin be meyhaneci hadi gel sene,
Ben ne haldeyim, nasılım bakıp görsene.
Ömründe yaşayan ölü gördün mü?
Yüzüme bak gör, karşındayım görsene
Kadere sataşmam kaderden hesap sormam,
Dedem anlatıyordu… Ak saçlı Gazi Dedem,
Sarıkamış'ta gazi, Rusya'da esir dedem…
Derdi –‘‘Oğul, Sarıkamış neredir bilir misin…? ’
Ölüm kalım savaşı nicedir bilir misin…?
Deniz'e
Masmavi sularıyla bir açık deniz,
Rıhtımda demir atmış bir gemi.
Güvertede bir kız, ismi Deniz;
Gözlerine baktım, sanki Akdeniz.
Yine kışa girdik, lapa lapa kar yağıyor,
Kuşların, dalların, insanların üzerine.
İstanbul'da da yağıyor mu acaba?
Yağıyor mu karlar, yavrumun üzerine.
Burada karlar yağıyor şakaklarıma,
Hayat bir cetvel,
Yaşantı bölüm bölüm,
Bakıyorsun bir çizgide,
Yer almış ölüm.
Bakılmıyor yaşına,
İzzet paşa camiinde, yine sala veriliyor,
Ey Yarab bir kulun daha, huzuruna geliyor.
Saf saf dizilen, şu ümmeti Muhammed,
Hepsi senden af, bir mağfiret diliyor.
Zaman gelecek hepimiz birleşeceğiz o noktada,
Adım adım nasılda uzaklaştın,
Canımda can gibi gençlik yıllarım.
Her acıyla elemle nasılda kucaklaştın
Dört mevsimi hazan olan yıllarım.
Bir zamanlar yanımda, canımda candın,
Ey Harput'u’u dört bir yanından saran Kabristan,
Kabristan dan ziyade, bir kabri insan.
Bir efsunlu yer ki, her bir vakte gelen var,
Bakın içlerinde ne gün görmemiş, canlar var.
Kime kazıldı bu kabir? Kimler kazdı bilinmez,
Ey sevgili kestim senden güm anım,
Bir zamanlar canımdın, şimdilerde düşmanım.
Açtın yüreğimde bin bir türlü yaradan,
Dilerim seninde ciğerinde açsın yaradan.
Dilerim sevgili sende de olsun,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!