Bu gecede biteceğe benzemez,
gözümden bir türlü gitmez birisi.
Ah ne olur bir açılsa şu kapı,
İçeri süzülse ilham perisi.
Nedeyim kaderim, nedeyim seni,
Yar olmadın, güldürmedin nedeyim.
Bir yüz verdin, gülmeye hasret,
Bir ömür güldürmedin nedeyim.
Ne dertler verdin, derman bilmeyen,
Köroğlu sandık kendimizi
İndik Çamlıbel'den aşağı
Geldik dostlar bir araya,
Söyleştik belden aşağı.
Teve geldi bitti sohbet
Oğlum Serdar'a...
Aklında tut ey oğul, bu sana öğüdümdür,
Candan sev sevdiğini, ona sadık ol.
Çalışmak düsturun olsun, yılmadan çalış,
Doğruluk bu çağda, zorsa da alış.
Dünyanın geldi gitti sini gel bu gün boş ver
Doluya kapılma, boşu da boş ver.
Bir son nefestir aslolan, gerisi yalan,
Bir son nefes kalsın, artanı boş ver.
Boş ver ey insan-ı kâmil, vallahi boş ver.
Sene Elli'ler di, Aylardan Ocak,
Köyümüz serindi, gönüller sıcak.
Her akşam gürlerdi, bizlerle ocak,
Ocak başı muhabbetler, güzeldi.
Hayber Kalesini, oku derlerdi,
Hayat bir romandı okuduk, bitmek üzere,
Çekilmedik dert kalmadı, dertler de bitmek üzere.
Dünyada her şeyi görüpte pay isteyen gözlerim,
Sanada karanlık çöktü, perden inmek üzere
Omuzlardan omuzlara geçerken tabut,
Bir baktık gözden kaybolmuş HARPUT.
İnce bir yoldan geçtik, sağı solu mezarlık,
Her kabirde bir fidan, oluvermiş ormanlık.
Mezar taşları sanki yazılmamış bir roman,
Elim varmaz bu yarayı sarmaya,
Düşmedi yolum yar yoluna varmaya,
Ellerimi açar isem semaya,
Ne dua edeyim söyleyin dağlar.
Etrafında duman almış dağlar var,
Beni niye doğurdular,
Gam kederle yoğurdular.
Bir avuç suda boğdular,
Suçlu kimse, beri gelsin.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!