Eyvah ne yapmış bana, benim kaderim,
Yanıp da bitmişim, haberim yokmuş.
Ben yanıp dururken, oğlum kızıma,
Ben beni yakmışım, haberim yokmuş.
Dalıp da gitmişim, dünya meşagatine,
Bir memleket isterim, hacısı hacı olsun,
İmamı imam.
Bir memleket isterim,
Dört bir yanı gülistan.
Bir memleket isterim, zengin fakire,
Hocam Şinasi ELÇİ’ye...
Bu gün senin günün, elini öpmek gerek,
Lakin yüzüm tutmuyor, öpemem öğretmenim.
Ne dedinse anlamadım, ne verdinse almadım,
Sen çok çabaladın ama, ben adam olmadım.
Eller uyanmadan, bu seher vakti,
Gülüne tutunmuş, ağlayan bülbül;
Senin bu figanın, bağrımı yaktı,
Benden mi dertlisin, yaralı bülbül?
Ne karanlık gündü o sabah,
Bir selam bile vermedin o gün.
Ne haldeydim dönüp baktın mı?
Yaşayan bir ölüydüm o gün.
Beyazlar içinde peri gibiydin,
Kar yağarken yürüyeyim,
'hart hart' sesler gelsin adımlarımdan.
Yoksulluğumu ezer gibi olayım,
Yoksulluğum çıkmaz ki hatırımdan.
Kar yağarken yürüyeyim,
Parkta bir sonbahar, bankta bir garip insan,
Öylesine mahzun, öylesine perişan.
Korka korka yanına gittim, başladık konuşmaya,
Ömürden yaprak yaprak dönemler anlatmaya
Dedim “Baba evli misin, yoksa dul musun?
Ey saki mey değil de, zehir koy kadehime,
İçip de kahredeyim, kahrolası kaderime.
Bu öyle bir yazgı ki, nasıl yazılmış bilmem?
Kaderde gülmek yok ki; yıllar var ki gülemem.
Bilmezler niyedir meylim şaraba,
Olurda şifa sandım kalbi haraba.
Zira tabib bilmedi derdime deva,
Bu yüzden meylettim badi şaraba.
Badi şarabın verdiği o haz,
Sabrın manası yok, haykırdım tüm gücümle,
Ben ölümü gördüm, görüyordum gözümle.
Demek kaderim buymuş, yarınları görmemek,
Zaten ömrümün yarısı yaşamdı, yarısı ölmek.
Kara bir duman çöktü, kap karanlık dünyama,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!