Al bayrağıma sarılı iki tabut,
Beyaz giysiler içinde iki asker.
Cennet yolculuğunda bile el ele,
Eller üstünde komutanıyla nefer.
Yeriniz cennet olsun aziz şehitlerimiz, yeriniz cennet olsun. Sizler ölmediniz. Bakın ne diyor ayeti kerime 'Şehitlere ölü demeyiniz! '
Kıvrım kıvrım yollarında
Güller açar bağlarında.
Ta çocukluk çağlarımda,
Gönlümdeki sevda Harput.
Hoyratıyla mayasıyla,
Bir Miraç’ı değil de,
Her Noel’i kutlarız,
Ya İlahi affeyle
Ne günahkâr kullarız.
Yok, ilahi yok,
Bebek niye ağlıyor,
Kalkıp meme emmiyor.
Anne kucağında ya
Niye meme vermiyor.
Baba Şırnak’ta asker
Ah ah, geç hissettim Cahit gibi,
Taşın bu kadar sert olduğunu.
Hayatın bu kadar acımasız,
Her doğan günün böyle manasız,
Elli yaşın bu kadar zor olduğunu.
Bir ay doğan Hazar'dan,
Geceyi gündüz eder.
Celp eder şairleri,
Harput'ta harman eder.
Güneş doğar Harput’tan,
Bir düğün alayı, önünde gelin.
Canımın canını oluyor elin.
Yüzün poşulu da kına mı elin?
Yıllarca sevdanı çeken ağlasın.
Cananım son defa göster yüzünü,
Dolaş damarlarımda, satır satır,
Kapla bütün benliğimi.
Beni benden öyle geçir ki,
Ne el tanısın beni, nede ben kendimi.
Mademki tesellim oldun, kurtuluşum da ol,
Malatya Elazığ bir kardeş şehir
Töresi bir adeti bir örfü bir.
Ortasında akar ünlü bir nehir,
Havası bir toprağı bir suyu bir.
Malatya Elazığ iki kan kardeş
Cefakar karıma......
Bin umutla yarınlara kucak açardık,
Bazen yüzebilir, bazen batardık.
Çoğu kez aş bulamaz, aç karnına yatardık
Yarı aç, yarı tok geldik gittik nideyim.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!