Kaç yıldır dargınsın, kara bahtınla,
Bir demet gül sunda barış be gönül,
Hep hasret yaşadın, canı cananla.
Kır hasret zincirini, kavuş be gönül.
Neden bütün ümitleri sona bıraktın?
Yıl bin dokuz yüz Kırk üç, bir sonbahar gününde,
Ne yazık ki bende doğmuşum, Gökçe köyünde. (*)
Değin kimim ben? Neyim? Dünyaya niye geldim?
Ne günah işledim ki, böylesine ezildim.
Ben yürüdüm o yürüdü,
Dört bir yanım, dert bürüdü.
Canımda canlar çürüdü,
Hala beni, sağ sandılar.
Ümidimi tükettiler,
Ankara'da bir sokak,Adı Umut sokağı,
Bu sokakta iki umutsuz insan.
Günlerden Perşembe,
Tarih Yirmisekiz Nisan.
Ank.Hacettepe 28.04.1972
Atama dil uzatan babam olsa haşlarım,
Bakmam gözü yaşına, şeytan deyip taşlarım.
Benim için mukaddes, vatan bayrak ve atam.
Ya aptaldır ya hain bunlara dil uzatan.
.Nice yıllar sensiz, ağlayıp durdum,
Ne acılar çektim, nasıl kahroldum.
Sensiz bir gün dahi olmadı neşe’m,
Kırk yılı devirdi, sevdamız Ayşe’m.
Birlikte yılları tükettik Ayşe’m.
Bu gün başka bir gündü, dolup taştı kabristan,
Bir tarafta ölüler, bir taraftan insan.
Bu kabre de bir demet gül koydular,
El açıp Yaradan'a, Fatiha okudular.
Dönerken kabristandan, yeniden Kayabaşı,
Ölümü ölüm yapan nedir?
Ölüm ayrılık mıdır? yoksa vuslat mı?
Ölüm bizden önce gönderdiklerimize
Bir yerde kavuşmak mı?
Ölüm her canlının yaradana borç senedi,
Bir kutsal mabed gibi, gözledim kapını her gün,
Nakşetti benliğimde, kapılar, pencereler.
Su yolu ettim kapını her gün,
Rüyalarıma girdi pencerende perdeler.
Ey bir ömür hasretiyle yandığım,
Bitip de tükendim, haberin var mı?
Bir gün olsun çıkmadın ki aklımdan,
Beni deli eyledin haberin var mı?
Bir ömür peşinden koşturup durdum,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!