Gelince renkli, şirin yüzüyle evvel bahar
Mutlu eder beni uçuşu bir kelebeğin
Gözlerimde rengârenk kır çiçekleri açar
Yerlere diz vurunca dağ gibi bir zeybeğin.
Garip geldi,garip gidecek başım
Yüreğimde deniz oldu gözyaşım
Çocuk yaşta ağardı kara kaşım
Yüksek tepelere kar yağmış gibi.
Gideceğim ben ta sonsuza dek bu şehirden
İyi-kötü anılarımdan başka yüküm yok.
Randevu aldım ben o gül kokulu nehirden
Gözümde bir damla yaş,kalbimde saplı bir ok…
Gideceğim ben ta sonsuza dek bu şehirden.
Gelince ayrılık vakti
Karalar bağlar giderim
Boz bulanık seller gibi
Köpürür çağlar giderim.
Aşkın ayrılmaz eşiyle
Öyle bir şiir yaz ki bana,
Hiçbir şair tarafından yazılmamış olsun.
Dili sana özel bir alfabe olsun.
Öyle bir şarkı söyle ki
Hiçbir şarkıcı tarafından söylenmemiş olsun.
İçinde sadece seni anlatan sözler olsun.
“Git,git”dediniz
Gittim işte!
Şimdi “nerdesin”diye soruyorsunuz
Çok mu özlediniz?
Yere bakmayın,
Gül kokulum,ben seni
Dünyalar kadar değil,
Denizler kadar değil,
Dağlar kadar değil,
Gökler kadar seviyorum!
Ancak yüreği gökler kadar olanlar
Bir ay ki doğar ilk geceden ve ilk akşamdan,
Tükettim yeryüzündeki bütün hudutları,
Aydınlatır gökleri ve yeri, söner şamdan,
Öpesim gelir gökyüzündeki bulutları.
Yürürken parlak yıldızların üstünde sessiz,
Sıktılar boğazımı, bıraktılar nefessiz.
Çiçeklere can verirken bahçemde ışığım,
Bilmem neden kesti nefesimi sarmaşığım.
Bir sevgilinin adıdır benim adım, lafta,
Astılar boynuma bir kara ferman,bir yafta.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!