Yüce dağ başından indim düze ben,
Allah selamı verdim bir öküze ben.
Almadı öküz Allah'ın selamını,
Getiremedim kör şeytanı dize ben.
Ne hesap bilir ne kitap ne de sayı,
Sanki dağda yaşayan koca bir ayı.
Böbürlenir,kibirlenir,büyüklenir,
Kendi yönetir sanki koca dünyayı.
İşlenirse suç, yapılırsa şantaj,
Kaydeder melekler, yaparlar montaj.
Göremiyor ise de Allah’ı kul,
Gelir her saniye Allah’tan mesaj.
Ne kadar korksan da kaçsan da gülüm,
Muhakkak bulur seni bir gün ölüm.
Kula kul olma,Vâreden’e kul ol,
Sakın etme kendi nefsine zulüm.
Anladım, bu dünya boş imiş,
Baharın sonu hep kış imiş.
Gülümse de yüzüme renkler,
Gözlerim dopdolu yaş imiş.
Ruhumu gördüm düşümde
Bedenimden ayrılmış.
Dedim bedenim nerede?
Bir baktım bedenim bir yerde
Ruhum bir yerde…
Kaldım ben iki arada bir derede.
Ruhumda uğuldar benim rüzgâr
Yüreğimde filizlenir tipi,kar.
Varsa yüzümde hüzün kırışığı
Bunda senin de payın var.
Bu gün garip bir hüzün yaşanıyor ülkemde
Bulutların ardına gizlenmiş ay ve güneş
Yaprak gibi bir titreme var garip gölgemde
Sarmış dağları gri bulutlar karanlığa eş.
Ruhum sanki göğe uzan tunçtan bir heykeldi
İrademizin dışında geldik bu dünyaya,
Kendi irademizle daldık bir garip rüyaya
Kimimiz toz pembe,tatlı, hoş rüyalar gördük
Ne güzel lezzetler tattık,ne sefalar sürdük.
Rüyayı gerçek sandık; güldük,oynadık,çaldık…
Hiç bitmeyecek zannedip hayallere daldık
Sabah vaktinde denizden bir güneş,
Çığlık çığlığa martıların sesi!
Ve tutuşturur denizi bir ateş.
Yakar dalgaları günün busesi.
Ağarırken balıkların dünyası,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!