Bir taş attım ben güne
Gün düştü avucumun içine
Aldım götürdüm onu köyüme
Doktor giremez artık evime…
Nice mevsimler gelip geçti,
Yine gelip geçecek.
Baharla birlikte
Ortalığa dökülecek börtü böcek
Ve kıyamete dek böyle sürüp gidecek.
Hiç ağaç olur mu demeyin taçsız yapraksız,
Domates bile yetişiyor tozsuz topraksız.
Ş’ir yazılır mı demeyin ölçüsüz uyaksız,
Yazdım ben güzel oldu,hem de çok güzel oldu,
Hem kafiyesiz, hem ölçüsüz, hem de duraksız.
Deniz benim çocukluk arkadaşım.
Çocukluğumuz aynı yerde birlikte geçti.
Mavi,sulu gözlü hırçın birisiydi.
Dalgalı saçları bazen darmadağınık olurdu
Özellikle de kış mevsiminde ve rüzgârda.
Birlikte; konuşur,dertleşir,oynaşırdık…
Deniz benim uzatmalı sevgilim
Çok severim kendisini
Sık sık ziyaret ederim
Ziyaretlerimde tercih ederim gün ikindisini.
Sükûn bulur gözlerim mavi gözlerinde
Heyecandan kalkıp inen göğsüne dokunurum.
O gün yüküm ağırdı dağlar kadar
Hüzün taşıdı bulutlara gözüm
Uzun geldi o gece çağlar kadar
Çığ düştü hayallerime o gece
Ağladı ölü kalbim sağlar kadar.
Selam sana aşk çiçeklerinin efendisi
Selam sana sevgi çiçeklerinin sultânı
Sen ihtiyarlayan zamanın son ikindisi
Sen ki âhir akşam kızıllığının son ânı.
Şehidimin yanakları al aldı
Şimdi resimlerde gülümseyen bir yüzü ;
Kar üstünde izi,
Çamurlu postalları,
Gözü yaşlı bir anası,
Sevdikleri,
Benim yüreğim senin yüreğine dam,
Senin yüreğin olsun benim odam.
Geçinip gideriz işte
Bir adam bir de madam…
Gün doğar,derya buharlaşıp sır olur,
Bir damlada anlatır deryayı yağmur.
Her damlada binlerce gizli sır vardır,
Her sırda binlerce gizli asır vardır.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!