Seni özel yapan güneş gülüşün
Alır ruhumdaki yorgunluğumu.
Yüreğimi oynatır yürüyüşün,
Ve şaha kaldırır durgunluğumu.
Gülünce artar sana tutkunluğum,
Vuruldum gözlerinin karasına
Kömür gözlüm sen farkına varmadın.
Gül koydum kaşlarının arasına
Tenezzül edip bu gülü almadın!
Yaktın ciğerimi koyup tavaya
Güzel,güneşli havada
Atarım kendimi dışarı,
Durmam yuvada.
Gezerim bağlarda,parklarda,
Kırlarda,bahçelerde…
Arılar,böcekler,kuşlar;
Yaşımı sorarsan,
Altmış dolacak.
Gözümü sorsan,
Otuz beşinden gün alacak.
Saçlarım,gördüğün gibi…
Gönlümü sorarsan,
Zifiri karanlık gecede yürürsen eğer
Cehennemin ateşinde kül olursun gönül.
Nurlu sabahlara açarsan gözünü meğer
Yüzün nurlanır; Allah’a kul olursun gönül
Düşünmek lazım yol ayrımında uzun uzun
Kapatınca göz kapaklarımı
Dalıyorum altındaki dünyaya.
Sınırsız özgürlük…
Uçuyorum gökyüzünde,
Ulaşıyorum bir anda aya,güneşe yıldızlara
Kanatlarım olmadan…
Kahverengiyi sevdiğimi bilirsin
Sen kahverengiyle sevilirsin.
Güneşin başkenti Antaya’da
Gezelim güneşin altında…
Konyaaltı plajında
Âşık olup sevdim bir çift ela göz
Uğruna yandı yüreğim oldu köz
Geçti günler, aylar, yıllar; hâlâ ben
Edemedim aşka dair bir çift söz…
Ah,kömür gözlüm sen gittin gideli
Hangi arılar bal döktü senin kundağına
Hangi el koydu benim yüreğimi kanına
Bilmem ki şu deli yüreğim boğulur muydu
Seni gördüğüm o gün gelmeseydim yanına.
Saf kalpliysem kim demiş aptalım diye
Bir kasım günü…
Vakit ikindi…
Denizi ziyaret ettim.
Oldukça sakindi.
Yakamozlanıyordu mavi gözleri!
Ara sıra bakıp gülümsüyordu bize güneş




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!