Kömür gözlerini sevdiğim dilber
Sen mızrap,ben sazında tel olaydım
Sen her seher dalımda açmış bir gül
Ben güle âşık bir bülbül olaydım.
Her gün geçtiğin yolun dört yönünde
Girdi odama benekli bir kelebek,
İlkbaharda,sabahın alaca karanlığında.
Açtı kanatlarını,bir iki tur attı odamda.
Boş bir koltuk buldu,oturdu gerinerek.
Sonra güzel kokuların geldiği yere yöneldi.
Öğretmen”oku,yaz,dinle”dediğinde “of”çeken
Dönem sonunda”ah! ”çeker.
Öğretmeni dinlemeyip rest çeken
En sonunda”eyvah! ”çeker.
Yazılı sınavlarda kopya çeken
Üniversite sınavlarında sıfır çeker.
Serin eser rüzgârı sonbaharın,
Dökülür yaprakları ağaçların.
Sararıp solmuştur yüzleri,benizleri,
Kokudan,dökülen yaprakların.
Sonbaharda kopan sarı yaprağı,
Has bahçenin gülü, reyhan kokulu Hüseyin
Koklardı çünkü onu, has gülü Medine’nin.
Feryad-figan ederken dünyada binlerce can,
karşılandı cennette, o gül kokulu reyhan.
Havz-ı Kevser’den burcu burcu kutlu Nebi’nin
şte kış geldi,gitti sonbahar,
kavrulan gönüllere düşebilir karlar.
Yüreklerde biriken öfkeyi ne kadar bastırabilirsin?
Birgün lav püskürebilir yanardağlar
Birgün arzular,istekler,sorular yorulabilir,
Kim demiş erkekler ağlamaz?
Erkekler de ağlar
Onlar da insan,
Onların da yüreği var!
Ancak taşlar ağlamaz,
Bir de yüreği olmayanlar…
Eskiden kuşlar gelirdi küme küme
Ağaçtan ağaca konarlardı.
Pencerenin önüne gelirler,
Sabah şarkıları söylerlerdi
Gökkuşağı renginde.
İki tane limon ağacı diktim
Büyükçe saksılara
Balkona koydum.
Suyunu veriyorum,
Gübresini veriyorum,
Güneş alıyor.
Yıllarca uğraştım,
Şu kadın denilen denklemi
Ne çözebildim,
Ne de üzerini çizebildim.
Havale ediyorum matematikçilere
Matematikçiler çözsün…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!